19 Kasım 2016 Cumartesi

Bir Sorunu Çözmenin Tek Bir Yolu Var. O da...

Sorunlar hayatın değişmez gerçeklerinden biridir.
Sorunu olmayan bir insan düşünebilir misiniz?
Şimdi, bana tüm zamanlar boyunca hiç bir sorunu olmayan tek bir insan ismi söyleyin.
Mümkün değil, değil mi?
Peki, böyle değişmez, mutlak bir gerçeklik olan sorun denen kavram ile nasıl baş ederiz?
MÜMKÜN DEĞİL.
Çünkü aslında varolmayan bir şey ÇÖZÜLMEZ.
İşte, bu sorunun tek ve net bir cevabı var.



O da, TÜM SORUNLARIMIZIN TAM BİR HİPNOZ HALİNİN YAŞAM DENEN SİNEMA PERDEMİZE YANSIMASINI DURDURMAK.

Bu güne kadar sürekli bilgi bombardımanına maruz kalan bilinçli zihnimizin Teta frekansı yoluyla bilinç dışı olan zihnimizle bağlantıya geçmesi ile bu yansımayı kaldırmak MÜMKÜN. 
Diğer bir ifadeyle, olaylara belli bir kalıp içinde şartlanmış olan bakış açımızı değiştirmek.

''Yaşadığınız sorunları sahip olduğunuz düşünce yapınızla çözemezsiniz. Çünkü onlar o düşünce yapınızın ürünüdür.'' Einstein

Tekrar ediyorum, 100 milyar nörondan ve bu nöronlardan dallanıp budaklanarak milyonlarca kilometre uzunluğunda ki bu sinir bağlantılarından oluşan yapının ve beynimizde tüm depolanmış bilgilerin kontrolsüz olarak açığa çıkmasına araç olan zihnimizin yarattığı sorunu yine yalnız başına çözmesine imkan ve ihtimal yoktur.
Zihnimizin,  farkındalık alanımızın dışında hareket eden ve olayları bu konektomun (tüm nöron bağlantılarının birbirine iç içe geçmiş olan yapısı) bütününden çıkarıp karşımıza koyan ve bilinç dışı hareket ederek tüm sorunların kaynağı olan bilinçaltımıza yönelmesi gerekir.
 Bu konektomu görmek için tüm nöronlarımızı aynı anda görmemiz lazım ki, bu şu anda sahip olduğumuz teknoloji ile mümkün değil.

İşte, bu yüzden insanların çoğu bilinç dışı hareket eden zihnin gücüne itibar etmiyorlar. 

İşte, bu yüzden uykudan uyanamayan insanlar alaycı tavır ve vurdum duymazlıklarıyla kendilerine ve tüm insanlığa verdiği zararı göremiyorlar.

Fakat çok fazla zaman değil, hem de çok yakın bir zamanda insanlık teknolojisi beynimizde ki bu milyonlarca bağlantının haritasını gözler önüne serecek ve asıl gizem o zaman başlayacak.
Bilinç dışı hareket eden zihnimizin yol haritası o zaman gözler önüne serilecek.
 Birbirine domino taşı misali yaslanmış olan bu hatıraları barındıran nörotransmiterler sorunları yaratan bilgileri de barındırmaktadır.
 Beynin Teta frekansı düzeyine indiğimizde, bu konektomlar sanki uzaydan dünyaya bakıyormuşcasına tüm makro bakış açımızı netleştirir.
 Bu bakış açısı, sorunlara dışarıdan bakmaktan öte, yukarıdan bakmanın ayrıntısına çeker bizi.

İşte bu bakış açısına eriştiğimizde, Sorunu olabildiğince iyice tanımlarız.
Sorunun ilk başlama noktasına iner ve nasıl başladığını görürüz.
O sorundan biraz önce ki zamana geri döner ve duygusal entropiyi nötrleştiririz ve sorun an içinde yok olur.
Bunun sonucu olarak da,  ona bağlı tüm konektomların taşıdığı bilgiler birbirini nötrleştirir.
Sorun kaybolduğu an kendinizi yükten kurtulmanın vermiş olduğu hafifliğe şüphe ile yaklaşırken bulursunuz.
Bu geçici bir süredir ve çok doğaldır.
Sanki sorun hala orada imiş gibi hissedilir.
Daha sonra olayı kavrar ve yeni halinize alışırsınız.

Böylelikle, sorunların yumak haline gelip çok yakın zamanda hastalık belirtisi olarak size mesaj verme kalıpları kırılmış olur ve uçuruma ne kadar yakın olmuş olduğunuzu algılamaya başlarsınız.

Bu sizin yeniden doğuşunuzdur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder