29 Mayıs 2013 Çarşamba

İŞTE MATEMATİKSEL SONSUZLUK!


Varoluşun tüm sırrı MATEMATİK'te gizlidir  ve tüm evren MATEMATİKSEL bir HARMONİDİR.

İşte size kanıtı:

1 x 8 + 1 = 9

12 x 8 + 2 = 98

123 x 8 + 3 = 987

1234 x 8 + 4 = 9876

12345 x 8 + 5 = 98765

123456 x 8 + 6 = 987654

1234567 x 8 + 7 = 9876543

12345678 x 8 + 8 = 98765432

123456789 x 8 + 9 = 987654321 


Doğum ve yaşam bir bir geçen zaman ve tekrar eden yaşamlar. Tüm varoluş sonsuz olan bir tekrardan ibarettir. 8 SAYISI YAN ÇEVRİLDİĞİNDE SONSUZLUK İŞARETİDİR. YANINDA YER ALAN
SAYILAR GEÇEN ZAMANIN YANYANA OLUŞLARI VE ARTI OLARAK GEÇEN ZAMANI TEMSİL EDER. PEKİ TÜM BUNLARIN SONUCUNA BİR BAKIN!

TEKRARDAN BAŞLAYAN OLUŞUM...

GEÇMİŞ ZAMANI SONSUZLUKLA ÇARPIN VE AN'I EKLEYİN SİZE AN'DAN BAŞLAYAN GEÇMİŞİ VERMEYE BAŞLAR.
GEÇMİŞ - AN VE GELECEK SADECE BİR İLLÜZYON.
SADECE AN VARDIR.

BAŞKA BİR SÖZE GEREK VAR MI?

İLK VE SON SÜTUNLARI TOPLAYALIM

137174205 + 1097393685

ŞİMDİDE BU İKİ DEĞERİ TOPLAYALIM

123456790
.................................................. .................................................. ....................................
12345679 (Dikkat edin 8 yok) SONSUZLUK GİZLENDİ. TİTREŞİM FREKANSI KÜTLESEL FORMDA DEĞİŞTİ.

12345679, bu sayının tek başına hiç bir özelliği yok. Ama 9 ve 9'un katları ile çarptığınız zaman 

AMAN TANRI'M BU NASIL BİR AHENK!

12 345 679 x 9 == 111 111 111

12 345 679 x 18 == 222 222 222

12 345 679 x 27 == 333 333 333

12 345 679 x 36 == 444 444 444 


12 345 679 x 45 == 555 555 555

12 345 679 x 54 == 666 666 666

12 345 679 x 63 == 777 777 777

12 345 679 x 72 == 888 888 888

12 345 679 x 81 == 999 999 999


12 345 679 x 999 999 999 == 12 345 678 987 654 321

ŞU AN YARATILIŞIN TÜM GİZEMİ KARŞINIZDA DURUYOR.

İNANILMAZ BİR HARMONİ...

25 Mayıs 2013 Cumartesi

21 SANİYE ODAKLAN VE MUCİZELERE HAZIR OL...

Evet sadece 21 saniye kendi deneyimine girmesini istediğin bir olaya odaklan o duygunun yaydığı titreşim frekansına uyarlanmaya başladığında o frekansa sahip tüm diğer deneyimler senin frekansına girmeye başlasın. Diğer bir 21 saniyede o titreşim yumağına odaklan ve o frekans bir üst frekansı kendine çeker ve daha farklı bir frekans yumağına girersin. Bu tekrar bir 21 saniye ve diğer bir frekans katmanına uyarlanır ve sen bir 21 saniye daha yani toplam 84 saniyede tüm dünyanı değiştirmeye başlarsın.
Her bir frekans tabakasında geriye dönüş olasılığın daha da azalır. İşte MUCİZELER böyle oluşmaya başlar.
SADECE NİYET ETTİĞİN HER NE İSE SADECE VE SADECE SENİN HAYRIN İÇİN GEÇERLİ. BAŞKASI ADINA YAPMAYA KALKARSAN DÜŞ KIRIKLIĞINA UĞRARSIN. ÇÜNKÜ SEN NİYET ETTİĞİN FREKANSIN İÇİNDE SADECE VE SADECE KENDİ ADINA TİTREŞİM YAYARSIN. SENİN YAYDIĞIN TİTREŞİM SENİN DÜNYANIN İÇİNDE VE YİNE SENİN FREKANSINA BAĞLIDIR.

24 Mayıs 2013 Cuma

BEYNİN SAĞ VE SOL LOBU! REALİTENİ DEĞİŞTİRMEK SENİN ELİNDE...

Hani bir şarkı sözü vardır ya HAYATI SIFIRLAMAK GEREK BAZEN SİL BAŞTAN diye işte beynini bilinçli kullanarak istediğin realiteyi oluşturmak senin elinde.
İnsan beyni iki yarımküreden oluşur. Bunlar sağ ve sol lob olmak üzere ikiye ayrılır.
SAĞ LOB soyut kavramlarla ilgili olup hayali ve sezgisel güçleri algılar. Bu lobu kullanan insanlar resmin detaylarıyla değil bütünüyle uğraşır ve sanatsal yönü daha ağır basar. Genelde maneviyatı bozuk ve takıntı sahibi  olanlar beynin bu kısmı üzerinde olumlama çalışması yapmaları gerekir.
SOL LOB beynin matematiksel yönünü temsil eder ve  somut kavramlar üzerinde yoğunlaşır. Bu lobu kullanan insanlar genelde mantıksal hareket edip karar aşamasında duygu ve sezgilerinden çok mantık kullanarak sonuca varırlar.
Eğer siz beyninizin hangi kısmını daha çok kullandığınızı bilmek istiyorsanız bununla ilgili  bir çok test mevcut.
Şimdi size içinde bulunduğunuz her ne realite ise ve eğer içinden çıkamıyor gibi hissettiğiniz konumlardan kurtulma metodu vereceğim. Deneyin ve kendinizi daralmış olarak hissettiğinizde bu yöntemi kullanın.
Diyelim ki sizi rahatsız eden bir takıntınız veya sorununuz var.
Her zaman olduğu gibi 3 defa diyafram nefesi alın - verin.
İlk olarak sağ elinizin işaret ve orta parmağını birleştirip başınızın sol kenarında şakak kısmından başlayarak kulağın üzerinden geçerek ensenize kadar sürerek götürün. Bu hareketi yaparken şu olumlamayı yapın, "ARTIK İÇİNDE BULUNDUĞUM BU SORUNUN BENİM ÜZERİMDE HİÇ BİR GÜCÜ YOK." Burada kullanılan ARTIK sözü kilit vazifesi görüyor. Bu hareketi en az 7 kez yapın.
Sonra tam aksine sol elinizle  başınızın sağ kısmıyla çalışma yapın ve bu defa şöyle deyin,"ŞİMDİ İSTEDİĞİM KONUM VE REALİTEMİ OLUŞTURUYORUM."
Bunu da 7 kez yaptıktan sonra beyninizin programı değişmeye başlar.
Dolayısıyla yaşam deneyimleriniz değişmeye başlar.
Son olarak göğüs kafesinizin tam altı olan SOLAR PLEKSİS denen ÇAKRANIZI AÇALIM.
İki avucunuzu o bölgeye yerleştirin ve o bölgeden iki yana doğru avuçlarınızı süreterek götürürken TAMAMEN YENİ REALİTENİZİN  FARKINDA OLUN VE O KONUMA ODAKLANIN.
Bu beynin yeniden programlanması için mükemmel ve denenmiş bir metotdur.
Bu sıfırlama işleminden sonra yeni realiteizde ufak tefek değişiklikler farkederseniz şaşırmayın ve alışmaya çalışın.
ARTIK ESKİ KALIP DÜŞÜNCELERLE MUTLU OLAMAZSINIZ.
BU YENİ FREKANSA UYUM SAĞLAMAK ZORUNDASINIZ.


18 Mayıs 2013 Cumartesi

ATATÜRK VE 19 MUCİZESİ...

 
BUGÜN SİZLERLE 19 SAYISININ ATATÜRK VE İSLAMİYET İÇİN NASIL BİR KUTSALLIĞI OLDUĞUNU PAYLAŞMAK İSTİYORUM. BU BİLGİYİ RAHMETLİ CENK KORAY'IN KİTABINDAN ALDIĞIM BİLGİLER DOĞRULTUSUNDA AKTARIYORUM.

ALLAH'IN İZNİ OLMADAN BİR SİNEĞİN KANADI DAHİ OYNAYAMAZ.
BEN SİZE ÖZETLE 19 SAYISININ MUCİZESİNİ VERECEĞİM.
KURAN-I KERİM'DE 114 SURE VARDIR.(19x6=114)
ALLAH BİR'DİR VE BÖLÜNEMEZ.
19 SAYISIDA KENDİSİNDEN BAŞKA HİÇBİR SAYIYA BÖLÜNEMEZ.
1 EN KÜÇÜK 9 EN BÜYÜK SAYIDIR.

ULU ÖNDER ATATÜRK SEÇİLMİŞ BİR İNSANDIR ÇÜNKÜ EVRENDE TESADÜF OLMADIĞINA GÖRE BU 19 SAYISININ ONUN YAŞAMINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR YERİ VARDIR.
ATATÜRK 1881 YILINDA DOĞMUŞTUR. (19x99=1881)
ATATÜRK 1938 YILINDA BEDENEN AYRILMIŞTIR.(19x102=1938)
ATATÜRK 57 YIL YAŞAMIŞTIR. ( 19x3=57)
ATATÜRK 19.YY'DA 19 YIL YAŞAMIŞTIR.
ATATÜRK 19. YÜZYILIN BİTMESİNE 19 YIL KALA DOĞMUŞTUR.
ATATÜRK 19 TEMMUZ'DA MAREŞAL OLMUŞTUR.
ATATÜRK'ÜN İLK ASKERİ GÖREVİ 19. KOLORDU KOMUTANLIĞIDIR.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK TAM 19 HARFTEN OLUŞUR.
19 MAYIS 1919 TÜRKİYE'Yİ KURTARMAK İÇİN ANADOLU'YA AYAK BASMIŞTIR.
BANDIRMA VAPURUNDA 19 YOLCU VARDIR.
''NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE'' 19 HARFTEN OLUŞUR.
''İSTİKBAL GÖKLERDEDİR'' 19 HARFTEN OLUŞUR.

DAHA BİRÇOK 19 OLAYI VAR FAKAT BEN SADECE ÖZÜNÜ VERMEK İSTEDİM.

 

11 Mayıs 2013 Cumartesi

BU YAZIYI OKUYORSANIZ SİZ SEÇİLMİŞ KİŞİSİNİZ!


NE SEN NE BEN PEKİ KİM O?
Şimdi öncelikle bu bilgiyi sizlerle paylaşmadan önce, düşüncelerden uzaklaşıp dinginlik içine girmenizi istiyorum. Sakın ola ki elinizin altında evrak veya ofiste bir dakikalık kaçamağın içinde okumaya çalışmayın. Böyle durumlarda anlatacaklarım size hiç bir anlam ifade etmeyecektir.
Eğer sakin bir ortamda iseniz yazıya bakıp bu yazıya bakanın kim olduğuna dikkat edin. Bana dürüst olun, bu gözlerin arkasından bakan gerçekten SİZ misiniz? Gözlerinizin ardında derin bir boşluk hissedeceksiniz. Biraz daha dikkatlice ve düşünmeden bakın o gerçekten SİZ değilsiniz. Sanki sonsuz bir derinliğin bilincine varıyor hissine kapılacaksınız.
Peki bakan SİZ değilseniz kim O ohalde?
Biraz heyecanlanıp boğazınızın kuruduğunu hissebilirsiniz. Bu çok doğal!
Tüm yaratılışın varlığını hissettiniz çünkü siz varoluşun içinde değil tam tersi tüm varoluş SİZİN İÇİNİZDE...
Her birinizin iç evreninde kendinizi görüyor ve kendinizi evrenin içindeymiş gibi algılyorsunuz.
Sizin veya diğerlerinin ortak olduğu bir EVREN YOK...
Ben sizin dünyanızı sizin de benim dünyamı anlamanıza İMKAN YOK...
Biz hiç birimiz ortak olarak yaşadığımızı sandığımız dünyada değiliz. Her birey kendi iç dünyasının gerçekliğini ve iç dünyasının farkındalık deneyimlerini yaşıyor. İşte bu yüzden olan biten herşeyden siz tek tek birey olarak SORUMLUSUNUZ. Her uyanış sadece kendi katmanında gerçekleşir ve her sonuç olarak onu gerçekleştirecek nedenleri diğer bir deyişle deneyimleri doğurur. Yaşam kutu içinde kutuya benzer ve sonu yoktur. Aslında ölüm yani son bulmak diye bir kavram sadece bir yanılsamadır. Onu deneyimleyemezsiniz o sadece bir illüzyondur. Bu farkındalığa girdiğniz an ölüm de son bulur.
VAROLUŞ  AN İÇİNDE  SONSUZA DEK PARLAYAN BİR IŞIKTIR.
Yapılan her bencillik sizin uyanış için yardım çağrınızdır. Geçici hırs ve mutluluğa aldanmayın.
Yapılması gereken yerden yardım elinizi esirgemeyin çünkü o yardım isteyen aslında SİZSİNİZ.
Benim  sizin sizin  de benim dünyama müdahale etmeniz İMKANSIZDIR.
Her birey kendi frekans dünyasında kendini deneyimler. ORTAK HİÇ BİR YER YOK.
İç dünyanızda ne olup bitiyorsa onu siz biliyorsunuz ben sadece size  veya aynı şekilde siz bana deneyim farkındalığı veriyorsunuz.
Bu okumuş olduğunuz bilgiler şu an itibariyle altbilincinize kodlandı.
BUNDAN BÖYLE BENLİĞİNİZiN ASIL GÜCÜNÜ SAHİPLENMEYE VAR MISINIZ?

9 Mayıs 2013 Perşembe

TEMBEL İŞİ KAS YAPMAK İSTER MİSİNİZ?

Sporun insan hayatında ne kadar önemli olduğunu hepinizin bilmesine rağmen kaçınız düzenli spor yapıyor?
Birçoğunuz spor yapsa da bunu düzenli olarak ben dahil pek azınız başarabiliyor, değil mi?
Sigaranın zararlarını bile bile ve hatta ölüme kadar yol açtığının bilincinde olmanıza rağmen bir çoğunuz sigara içmeye devam ediyor. Bu alışkanlığa devam ederek beyninizi ölüme kodluyorsunuz. Sigara gibi  kötü alışkanlıklar azaltılarak bırakılmaz. Bırakma kararını an içinde uygulamanız gerekir. Bunun herhangi bir başka çözümü yok. Diyelim ki sigara sorununu aştınız ve sıra geldi beden sağlığına. İstek var fakat spor yapacak zaman ve irade bulmakta zorluk çekiyorsunuz.
Size basit ve zaman almayacak bir tiyo vereyim.
Kas yapacağınız bölgeye direnç uygulayın. Diyelim ki kol kası yapacaksınız. Yumruğunuzu sıkın ve kol pazu kısmının gerildiğini hissedin ta ki kasınız titremeye başlayıncaya kadar. Bu hareketi bedeninizin her kası için yapabilirsiniz. Her hareketi 3 set halinde yapın ve diğer kas bölgesine geçin. Tüm bedeninizin kaslarını çalıştırmanın sadece 10 dakikanızı aldığını görünce şaşıracaksınız.
Hayatı sadece ve sadece siz kendiniz zorlaştırırsınız.
Bunu anlamak yıllarımı alsada sonucu yaratan nedenlerin olmasının bilincinde hiç bir hayalinizden vazgeçmeyin.
Tüm sonuçlar orada sizin seçiminizi bekliyor. Yaptığınız seçimleri doğuracak nedenleride kolaylaştıracak olan yine sizsiniz...

5 Mayıs 2013 Pazar

BURADA İKEN ORADA OLAMAZSIN!

Her birinizin gerçekleştirmek istediği hayaller vardır. Zaten yaşamanın amacı da hep en iyi halini deneyimlemeye çalışmaktan ibaret değil mi?
Fakat burada çok büyük bir çelişki var.  İçinde bulunduğun deneyimi sadece düş kurarak değiştiremezsin. Bana inan, ben çok denedim ama hep hüsran.
İnsanın düşlerini gerçekleştirmesi üzerine kitaplar yazıldı, filmler yapıldı ama sonuç denemeye gelince yine hüsran.
Peki bir yerde bir yanlış var ama nerede?
Nerede bu tılsım?
Yanlış sizin bulunduğunuz yerde...
TILSIM İSE BULUNMAK İSTEDİĞİNİZ YERİN ASLINDA SİZİN DÜŞÜNEMEDİĞİNİZ YERDE OLMASI...
Diğer bir deyişle aslında içinde bulunduğunuz yerin yanlış hissedilmesinde...
Olmak istediğiniz hal zaten orada fakat siz şimdiki halinizi BURADA yanılsamasıyla algılıyorsunuz.
Kafalar karıştı mı?
Şimdi biraz daha basit olarak açıklamaya çalışayım.
İçiçe geçmiş paralel evrenler arasındaki geçişi hisleriniz aracılığıyla yaparsınız. Bu durum tıpkı trenin ray değiştirip farklı bir güzergaha gitmesine benzer. Aynı rayda kalıp farklı bir güzergaha gitmek imkansızdır.
Bu ray değiştirme işleminide ancak ve ancak duygularınızı değiştirerek yaparsınız.
Tam olarak olmak istediğiniz hal olun. Bu o kadar kolay olmayacak inanın bana. Biraz düş kırıklığı, biraz inanç azalması ve sabır sonucu selamet.
FORMÜL BUDUR...
DENEYİN FAKAT HEMEN VAZGEÇMEYİN...
BEN HİÇ Mİ HİÇ VAZGEÇMEDİM...
VAZGEÇMEYEDE HİÇ NİYETİM YOK...

2 Mayıs 2013 Perşembe

ARTIK YÜKLERİNİZDEN KURTULUN! BU KADAR YETER...

Eski öğreti ve alışkanlıklarınızı kırmanın ve yeni öğretilere yer açmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum. Bu söyleyeceklerim size biraz farklı gelebilir. Fakat bilinç seviyenizin genişlediğini hissettikçe uygulanan bu metotlar da işe yaramaya başlayacak. Unutmayın ben size yeni bir bilgi vermiyorum,  yaptığım sadece hatırlamanıza yardımcı olmaya çalışmaktan ibaret.
Bireysel yaptığım bir çalışmada dua'nın gücüne inanan kişi ne kadar dua ederse etsin bir türlü iyileşemeyen hastasından söz etti. Artık inancı zayıflamaya başlamış ve dualarına ara vermeye başlamış olduğunu  söyledi. Bu kişinin gözlerinde bir bitkinlik ve bezginlik gördüm.
Bir süre kendisini dinledim ve kendisine en önemli soruyu sordum.
 Siz dua ederken odak noktanız kim di?
O da gayet doğal olarak rahatsızlık çekenin odak noktası olduğunu söyledi.
Bu defa kendisine odak noktasını değiştirmesini ve  yönünü kendi benliğine çevirmesini söyledim.
Biraz huzursuz olmaya başladı. İŞTE ASIL SORUNUN YERİNİ TESPİT ETTİK.
Şimdi işe yeniden koyulalım ve karşınızdaki  kişinin ne rahatsızlığı ve sorunu varsa sizin içinizde süregiden bir düşünce veya duygunun temizlenmesinin gerektiğine işaret olduğunu ve bu oluşan her neyse onun temizlenmesi ile karşınızdaki sorunun yok olması anlamına geldiğini anlattım.
Bu defa gözlerinin içi parladı ve tüm bedeninin ışıldadığını hissettim.
Kendi gücünün farkına varmaya başlarken aynı zamanda kumanda aletinin uzaklarda aranırken
aslında elinin altında tozlanmış olarak farkedilmeyi beklediğini gördü.
Karşısındaki sorunun kendi iç sorunu olduğunu ve dışa tezahürünün başkasının sorunu olarak gözüktüğünü kavradı.
Sorun her ne olursa olsun kendini kabullenip sevmesi gerektiğini hatırladı.
Bu an insanın AYDINLANDIĞI yepyeni bir başlangıçtır.
BU İNSANIN VAROLUŞUNUN VE ANLAM VEREMEDİĞİ OLAYLARIN DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜME UĞRADIĞI ANDIR.
UNUTMAYIN DIŞARISI DİYE BİR YER YOK...
HER OLAN BİTENİN MERKEZİ SİZSİNİZ...


SU RİTÜELİ! I Tuncay YEŞİLPINAR