29 Aralık 2015 Salı

THETA BİLİNÇALTI TEMİZLİĞİNDEN SONRA YAŞANANLAR!!!

Uykunun derin evresinde girdiğimiz Theta düzeyinde çok kısa bir süre kaldığımız için bu beyin dalgalarının sürecini pek hatırlamayız. Bazen uzun süren Theta düzeyinden sonra uyandığımızda kendimizi çok dinç ve dinamik hissettiğimiz zamanlarda olmuyor değil!
Bizler Beta beyin dalgalarına o kadar alışmışız ki tüm yaşamımızı strese karşı direnç olarak kurmuşuz. Ne zaman ki Theta Bilinçaltı keşfine tanık olduğumuzda,  yaşama olan bakış açımız bir anda değişebiliyor.
Şimdi size seans alanların sonrasında yaşamında tanık oldukları deneyimleri anlatacağım.
İlk deneyimlerinde bilinçli ve uyanık olarak Theta düzeyine geçtiklerinde, bedenlerini hissetmediklerini ve bu durum onları bir nebze korkuttuğu için kalp atışlarının hızlandığını söylüyorlar. Biraz süre geçtiğinde bu duruma adapte oluyorlar ve süreç çok güzel ve rahat bir duruma dönüşüyor. Bilinçaltı arşivlerinden hiç hatırlamadıkları veya önemsiz saydıkları bazı hatıraların imajları gözlerinin önüne geldiğinde bu anıların aslında yaşamlarındaki tıkanıklıkların ana kaynağı ya da bu sorunlara dolaylı yoldan sürekli güç verdiğini anladıklarında duygusal bir deşarj olma süreci başlıyor. bu ya ağlama ya da gülme süreci olabiliyor.Bu süreç diğer anıları tetikliyor ve ana sorun olarak görünenin  aslında buz dağının sadece görünen kısmı olduğu ortaya çıkıyor. Bu süreçte uzmanın soracağı sorular çok önemli. Çünkü doğru sorularla doğru cevaplar birbiri ardına geliyor. Ayıklanması gereken ayrık otlarını çok iyi tanımlamak gerekir. Onları tek tek ayıklamaya başladığınızda sorunların kaynağı erimeye başlıyor ve bedende mütiş bir rahatlama hissediliyor. Zihin sakinleştiğinden hafif bir uyuklama hissi başlıyor. Artık sorun sorun olmaktan çıkıyor ve yepyeni huzur dolu duyguları bilinçaltınız  tanımaya başlıyor. Seans bittikten sonra beyin tekrar Beta'ya geçtiği için kişi eski haline dönüyor.
Bilinçaltı kendini tekrar  kapattığından sanki sorun yok olmamış hissi devam eder. Ertesi gün yaşamınızda hiç beklemediğiniz mucizevi olaylar baş göstermeye başladığında olan biteni şaşkınlık içinde izlemeye başlarsınız. Bilinçaltından ayıklanan olumsuz kayıtların yerine ekilen yeni olumlu kayıtlar kısa bir zaman içinde yeşerip yaşamınıza çıkmaya başlar. Bu süreç o kadar sürpriz bir süreçtir ki her an her saniye yaşamınızda mucizeler boy gösterir. Hiç ummadığınız kapılar açılır ve aklınızın ucuna dahi gelmemiş açılımlar yaşamaya başlarsınız. Ana sorunu besleyen düşünce ve inanç kalıpları zayıfladığından artık beslenemeyen kalıp sorunlar bir bir,  ardı ardına çökmeye başlar. Bu güne kadar hiç tanışmadığınız bir huzur duygusu ve yaşama bakış açınız oluşmaya başlar.
BU MUCİZEVİ SÜREÇLE TANIŞMANIN TAM ZAMANI!!!

27 Aralık 2015 Pazar

IŞIK BEDENLERİMİZ...

Maddenin %99,99999 oranındaki alanı tamamen boşluktan ibarettir. Bu bilimsel bir GERÇEKTİR.
Madde diye bir şey yoktur. Biz tamamen illüzyon dünyasında yaşadığımızdan kendi zihinsel kozamızın depolarında kayıt altına alınan bilgilerin enerjimizi titreşimsel salınımların içinde direkt etkilemesiyle farklı frekanslarda rezonansa gireriz. Bu rezonans salınımları arasında YAŞAM dediğimiz fiziki boyutu algılarız. Bu frekans aralıkları arasında da rezonans salınımları oluşur. Bunlar bizim doğum, yaşam ve ölüm algılarımızdır. Bu algılar tamamen zihinsel birer olgudur. Karşımıza çıkan tüm kişi ve olaylar ve de onlara gösterdiğimiz tepkiler bizim yaşam tecrübelerimizi oluşturur. Bilinçaltı arşivlerimizde kayıt altına alınan bu bilgilerin eşliğinde yaşam kaderimizi belirleriz. Tüm zamanlar boyunca arşivlenen bu bilgilerin olumsuzları temizlenmez ve yerine enerji düzeyimizi artıran yeni kayıtlar  yerleştirilmezse KADER dediğimiz oluşumun elinde çaresiz, tüm dert ve sorunlarlarımızla  yaşamımızın sonuna kadar boğuşuruz.
Sonunda bilgisayarlar gibi bir yerde formatlanmamız gerekir. Aksi taktirde zihnimizin cehennem olgusunu yaşamaya başlarız. Biz bunu yüzyıllardır değişmez kaderimiz olarak gördük ve Allah'ın ize bahşettiği sonsuz potansiyel olasılıklarımızın değişik versiyonlarını görmezden geldik. İşte bu zamanlar artık KADER dediğimiz değişmez olgunun aslında zihnin bir oyunu ve  kaderin değişebilir sonsuz potansiyel olasılıklarımızın farklı sonuç ve neden ilişkilerinin bir versiyonu olduğunu anlamamız gerekir.
2016 yılının  tüm insanlığın yolunu aydınlatması dileğiyle...

24 Aralık 2015 Perşembe

TÜYLERİNİZ ÜRPERECEK!

İnsan içinde bulunduğu deneyimin anlamını algılayamaz. Bir olayın anlamı ancak insan deneyiminin dışında sadece farkındalıkla anlaşılır. Mesela UYKU deneyimi uyumadan önce ki ilk anı içinde anlam kazanır, birde sabah uyandığınızda uyuduğunuzu anlarsınız. Uykunun ortasında uyuduğunuzu bilmezsiniz. Aynı şekilde ÖLÜMÜN  DE sadece farkındalık dahilinde anlamı vardır. Deneyimlendiği an ki, eğer öyle bir durum varsa, anlamını yitirir.
Uyuduğunuzda UYKU nedir bilemezsiniz!
Öldüğünüzde  ÖLÜM nedir bilemezsiniz!
PEKİ YAŞADIĞINIZI NASIL BİLİYORSUNUZ?
İşte bu yüzden bu kadar acı ve keder!
İşte bu yüzden MUTLULUK nedir bilmiyorsunuz!
Artık ASIL GERÇEĞİN üzerinden perde kalkıyor...

SİZ ASLINDA!.....

21 Aralık 2015 Pazartesi

THETA BİLİNÇ TESTİ!

Olumsuz İnanç ve duygularımızın sinir sistemimize etkisi o kadar büyük ki, bu etkiye mikro açıdan baktığınızda gözlerinize inanamazsınız. Bu olumsuz çekirdek inaçlar şu an yaşadığımız tüm sorunların ana kaynağını teşkil eder. Siz bu inanç ve duygularınızın kaynağını bulamadıkça ki, bulmanız imkansız gibi, sürekli birbirini tetikleyen sorunlarla boğuşup durursunuz. Artık bir an gelir sorunlar birbiri içine öyle geçer ki o sorunu tetikleyen çekirdek inancı bilmenizin imkanı kalmaz. Yaşamınız bir anda kabusa döüşür. Sinir sisteminiz alt üst olur ve fiziksel rahatsızlıklar boy göstermeye başlar. Doktor, hastane ve ilaç derken yaşamınızın kurbanı rolünü kabullenmekten başka hiç bir çareniz kalmaz.
Theta bilinçaltı seanslarımızda her zaman olmasa da gerekli gördüğüm durumlarda THETA BİLİNÇ TESTİNİ  uyguluyorum.
Önce ayakta ayaklar omuz hizasında açık ve eller kalçaya bitişik durulur. Sonra kendinize sorununuza yönelik inancınızı sorgulamak için bir soru sorarsınız. Gün içinde beynimizin strese karşı yaydığı Beta düzeyinde doğru olarak bildiğiniz cevap aslında yanlışsa ve siz EVET cevabı verdiyseniz vücudunuz arkaya doğru gidecektir. Eğer doğruysa öne doğru gidecektir.
Mesela sevmediğiniz biri için evet seviyorum dediniz ve vücudunuz arkaya gitti. Çekirdek inancınız sizin bilinçli inancınız sandığınız cevabı desteklemiyorsa beden hareketiniz tam tersini gösterecektir.
İşte SKYPE seanslarımızda bilinçaltında saklı kalmış bu olumsuz inanç ve düşünce sistemini olumlu olanlarıyla değiştirip yaşamınızın bir anda değişim ve dönüşüme girmesini sağlıyoruz.
Başta uyguladığım test ile seans sonunda uyguladığım test arasında değişim sağlanmışsa o çekirdek inanç bilinçaltından silinmiş oluyor.
İşte bu sonuç THETA BİLİNÇ düzeyinin mucizevi etkisidir...

20 Aralık 2015 Pazar

7 Harika Theta Bilinçaltı Anahtarları!

38 yıllık derin araştırma ve çalışmalarımın sonucu insan beyninin sonsuz bir oluşumu içinde barındırdığını farkettikçe hayranlıkla karışık şaşkınlığımı gizleyemiyorum. İnsanoğlunun uzay merakının yanında, sahip olduğumuz bu sonsuzluk kavramının kaynağı olan bilinçaltımızın gizemini görmezden gelmesi beni çok şaşırtıyor. İnsan uyurken uyuduğunun farkına ancak uyandığında varır  ya, işte en büyük keşif de İnsan beyninin unutulmuş olan o yaratıcı kısmının keşfiyle, ne büyük bir güce sahip olduğunun farkına varacak. Tabii ki bu bir gelişim süreci olduğu için kimileri hala eski bilinç kalıplarında inatla kalmaya devam edecek. Beden kaslarımızın çalışmasıyla gelişme kaydetmesi gibi beynimizin kullanılmayan sağ kısmı da bilinçaltı teknikleriyle gelişmeye ve yaşam kontrolümüzü elimize geçirmemize yardım etmeye başlar. Bu tüm uzay ve zamanı içinde barındıran sonsuzluğun kapısı olan bilinçaltımız onu keşfetmeye başladıkça kendini bize açmaya başlayacak. Adem Peygamberin cennetten  kovuluş öyküsü, işte sahip olduğu bu bilinçaltı gücünü unutması sonucu tüm oluşumun içinde bulunduğu  bu cennet kapısının içinde iken zihnin gürültüsüne kapılıp kendini kapının dışında zannetmesiyle başladı. İşte insanoğlunun kendini unutma hikayesi de  böyle başladı. İnsanoğlunun bugüne kadar yaptığı ve hala yapmaya çalıştığı tüm keşiflerin en büyüğü aslında içinde bulunduğu gizemli bilinçaltının keşfi olduğunu farkedince en büyük kozmik şakanın içinde bulunduğunu ve artık tüm evrenin potansiyel olasılık hallerini kontrol etme gücüne sahip olduğunu anlayacak.
Cennet kavramının ne olduğunu o zaman anlayacak...

15 Aralık 2015 Salı

TESADÜF!!!

Her birimiz günlük yaşamımızda tesadüf diye nitelendirdiğimiz olaylarla karşılaşırız. Bu ya olumsuz olay ve kişiler ya da tam aksine hiç beklemediğimiz ve şans olarak gördüğümüz rastlantılar olabilir. Peki tüm bu evren mükemmel bir tasarım içindeyken nasıl oluyor da düzensiz olaylar içinden böyle bir düzen kendi kendine, birden bire hiç beklemediğimiz anda oluşuyor?
Biz onları TESADÜF diye gördüğümüz bir rastlantıya bağlıyoruz.
 Ancak bu bilinçsizce yarattığımız olayları bilinçli bir şekilde kontrol etmek bizim elimizde!!!
Biz bu tesadüfi kabul ettiğimiz eşzamanlı oluşan olayları farkında olmadan kalbimizden niyet ettiğimiz enerjiyle oluşturuyoruz. Bizim saf niyetimizin ortak enerji girdabında diğerinin saf enerjisiyle aynı frekansa geçmesi sonucu iki tarafın da isteği doğrultusunda olaylar oluşuyor. Bu oluşum iki birbirine benzer aynı titreşim içinde bulunan enerjilerin frekans oluşturup, belli bir harmoniyle rezonansa geçmesidir. Biz bu harmoniyi TESADÜF  olarak algılıyoruz. 
EVRENDE TESADÜFLERE YER YOKTUR!!!
Yeter ki tezahür kaynağımız kalpten dilediğimizi kontrollü bir şekilde yönlendirip, o enerjinin vermiş olduğu hissi belli bir süre bilinçaltımıza tanıtalım. 
Ondan sonra bakın bakalım eşzamanlı olaylar nasıl bir hal alacak!!!



12 Aralık 2015 Cumartesi

THETA BEYİN DALGASI NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ???

Eski kalıp düşünce sistemine sahip olan insanlık neredeyse günün 23 saati beynini BETA düzeyinde kullanıyor. Eski çağlardan gelen korku, endişe ve kaygıya karşı beynin sol mantıksal kısmı gelişmiş ve bedeni strese karşı Beta beyin dalgası ile koruma altına almıştır. Ancak bugün Beta düzeyinin yan etkileri insanlığın en büyük düşmanı haline gelmiştir. Şeytan kavramı diğer bir deyişle insanın ego'su tüm yaşamını yönetir hale gelmiş ve  içsel gözünü adeta tamamen kör etmiştir. Tüm geçmiş zamanlardan gelen şartlanmalar bilinçaltına birikmiş ve insanlık içinden çıkılmaz bir yaşam çıkmazına girmiştir. Bu gidişatın sonu bu bilinç sisteminin tamamen çökmesidir ki şu an bu kaderi yaşıyoruz.
Bugünün insanı kendi zihni içinde sıkışmış ve evrensel zihinden uzaklaşıp kendi kaderine boyun eğmiş hale gelmiştir.
Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkacağız?
Bize Yüce Yaradan'ın lütfu olan gizli kalmış beynimizin sağ bölümünü aktive etmeyi öğrenmeye başlayarak ilk adımı atmalıyız. Tüm yaşam deneyimlerimizin %90'lık bölümünü beynin  kullanılmayan bu kısmı yönetiyor. Geçmiş deneyimlerin olumsuz etkilerini kaydedip sürekli önümüze çıkarıyor. Bu sınırlı bilgiler bilinçaltımızda öyle karmaşık hale geliyor ki hiç ummadığımız olaylara dahi etki etmeye başlıyor. Ego sürekli Beta dalgalarıyla beslenip kendi zihin cehennemimizin sınırlarını her geçen gün daha da yükseltiyor. Bir an gelir ki artık O'nun zihninde olduğumuzu unutur tüm varoluşun kendi sınırlı zihnimizde oluştuğunu sanmaya başlarız. İşte o noktada bedensel ve mental rahatsızlıklar boy göstermeye başlar. Artık geri dönüşe çıkılmaz hale geliriz. Ego'muzu daha da güçlendirecek kavga, gürültü ve savaşlara eğilimimiz git gide artar.
Hemen şimdi, 1 saniye bile vakit kaybetmeden elimizin altında ki en büyük gücümüzün farkına varma zamanı gelimiştir. Artık kendi zihin cehennemimizden çıkıp O'nun zihninde varolduğumuzun ve aslında cenneti nasıl da oyuna gelip cehenneme çevirdiğimizin farkına varmamız gerekir.
Bence okullarda beynimizin sol lobuna yönelik eğitim ve öğretimin yanında hemen şimdi beynin sağ yaratıcı kısmına yönelik eğitimler eklenmeli. Çocuklarımızın hayal gücünü kullanmalarını teşvik edip
 onlara bilinçaltı gücümüzün ne denli etkili olduğunu öğretmeliyiz. Beynimizi sadece uykunun derin
evresinde yaydığı Theta düzeyinde, gün içinde de nasıl daha fazla kullanabileceğimizi öğrenip bu teknikleri çocuklarımıza da göstermeliyiz.
 İnsanlık çaresizlik içinde çırpınırken elinin altında ki bu saklı kalmış gücü nasıl oluyor da göz ardı ediyor! Bir zamanlar, eski uygarlıkların bildiği bu bilgiyle inşa ettikleri bugün dahi sırrını çözemediğimiz o yapıları nasıl yaptıklarını şimdi biraz olsun daha iyi anlamalıyız. Bu insanlar henüz ego tarafından zincire vurulmamış beyinlerinin her iki lobunu da çok iyi kullanıp bilinçli halde Theta düzeyine girip çıkımayı çok iyi biliyorlardı.Yaşamlarında bugünün insanının fiziki para enerjisinde kısılıp kalmış fiziki teknolojisinin  aksine DUYGU TEKNOLOJİSİNİ kullanıyorlardı. Dışarıya en iyi müdahalenin anahtarının kendi içlerinde olduğunu ve Evrensel Zihine ulaşmanın en kısa yolunun da kendi içlerinden geçtiğini çok iyi biliyorlardı.
Unutulmuş olan bu BİLGİ bugünün insanlığını kurtaracak olan tek BİLGİDİR.
Tüm zamanların en büyük sırrı olan kayıp bilgi budur...

10 Aralık 2015 Perşembe

THETA MIND CONTROL!

We generally use our left side of our brain. It is called logical or mathematical side. This is used during the day, vibrating BETA brain waves against stress. The right lobe is called creative side that vibrates THETA brain waves only during deep sleep. I use Theta subconscious cleanning and reprogramming techniques for my skype sessions and now those 7 miracalous Theta techniques are available for your use. You can purchase them for as little as 20$. All you have to do is deposit 20$ into the account given below and write your e-mail address so your Theta Mind techniques will be sent to you. You can use them to get your brain waves into the  limitless Theta state to get over all your daily problems.
LIVE ALL YOUR DREAMS FULLFILLED...
thıs ıs your life...

Country: Turkey
City: Izmir
Bank: iş bankası
Iban# TR55 0006 4000 0013 4910 3465 01

6 Aralık 2015 Pazar

GİZEMLİ THETA BİLİNÇ HAKKINDA SIKÇA SORULANLAR!

Öncelikle Theta hakkında birçok söylentinin olduğunu biliyorum. İnternet ortamında olur olmaz kaynaklardan alınan bilgilerin çoğu saçma sapan hurafelerdir. Kimi arkadaşlar beni arayıp göz kırpmasını sık yaparsak Theta düzeyine geçiyormuşuz, bu doğru mu?
Ben de kendi kendime gülerek böyle bir şey, sizce mümkün mü, diye soruyorum.
Theta beyin dalgası,  beynin uykunun derin evresine daha doğrusu rüya evresine girdiğinde, bilinçli zihnin tamamen ortadan kalkıp bilinçaltı dediğimiz o sonsuz kapının açılmasını sağlar. Bu Theta seviyesine öyle internet ortamında yazıldığı gibi yok efendim bu subliminal alıştırma ile Theta seviyesine geçersiniz, yok efendim nefesinizi hızlı hızlı alıp verin hemen Theta'ya geçersiniz gibi...
Bunların hepsi birer safsatadır.
Ben bilinçaltımızın işleyiş yöntemlerine yıllarımı harcadım. Her yöntemin kendine özü belli bir sınırı var. Oradan daha fazla ileriye gidemezsiniz. Belli bir seviyeden sonra farklı bir yönteme geçmeniz gerekiyor. Beynimizi  günün 18 saati Beta seviyesinde tuttuktan sonra sadece gece uyku sırasında bilinçsizce girdiğimiz bu evreye bilinçli bir şekilde girip orada belli bir süre kalmak ya çok derin tecrübe ya da belli bir uzman tarafından kontrollü bir biçimde yönlendirilmesi gerekir. Çünkü Kendi kendinize Theta düzeyini girebilseniz bile, eğer belli bir tecrübeye sahip değilseniz, bilinçaltınızda saklı olan olumsuz kayıtları bulup çıkarmanız hemen hemen imkansızdır. Çünkü belli soruları kendinize sorma cesaretiniz  olsa da, egonuz sizi susturur.
İşte bundan dolayı Theta Düzeyi çok nazlıdır. Oraya girdiğinizi farkedemeyecek kadar kendini sizden
saklı tutar.
Theta Bilinç bilincin çok farklı bir boyutudur.
Orada kısıtlama yok!
Orada limit yok!
Orada esaret yok!
Orada keder yok!
Orası SONSUZ POTANSİYEL OLASILIKLARINIZI  bulup istediklerinizi yaşamınıza çekme
BOYUTUDUR. Orada KURBAN rolünden sıyrılıp yaşamınızın MİMARI olursunuz.

3 Aralık 2015 Perşembe

21 Saniye=2.000 / 84 Saniye=2.000.000

Başlık sanki bir matematik formülü gibi gözükse de aslında matematiksel bir bağlantımız yok değil. Yukarıdaki formülle beynimizi Theta dalgası düzeyine çekip bir konuya 21 saniye odakladığımızda, o konunun bulunduğu titreşim frekansına bağlanıp ona uygun bir oluşum başlatıyoruz. Bu süre 42 saniye olduğunda, bir ağacın dalları gibi uzanıp ona benzer olaylar artar ve bu yoğunlaşma o sonuca ulaşmak için yapılan 20.000 hamleye eşit olur. Bunu 63 saniye ve 84 saniye saf yoğunlaşma olarak düşündüğümüzde  sonuca ulaşma çabamız  2.000.000 fiziksel hamleye bedel olur. İşte Theta beyin dalgasını kullanmak bu kadar MUCİZEVİ bir güce sahip.
İlgilenen arkadaşlar bu  tekniklere sahip olmakla veya bireysel skype seansı ile ilgili detaylı bilgileri blog sitemin başlık kısmında bulabilir.

27 Kasım 2015 Cuma

KRİSTAL ÇAĞA GİRİŞ...

Konumun başlığını Altın Çağ yerine Kristal Çağ olarak atmamın sebebi, bana göre artık her bilginin saydamlaşıp birbiri arkasından algılanmasından dolayı bilincimizin genişlemesidir. Bir zamanlar tamamen karanlık olan tüm farklı kavramlar günlük hayatımıza giriyor.
Bazen kendime soruyorum!
Tuncay bak yaşamana, neden sürekli yeni bilgi arayışındasın?
Fakat ben bir arayış içinde olmadığımı ve bilincimin genişlemesiyle bu farklı algı alanında ki bilginin bana aktığını ve bunları algı alanıma giren herkese yansıtmam gerektiğini gördüm. Yani bir nevi sanki katalizör vazifesi verilmiş gibi. Bazen ara veriyorum ve günlük hayatıma dönüyorum, gecesi beynim uyku sürecine girdiği an bilgi akışı başlıyor. Hatta ben de ego' mla sütekli savaş verdiğim oluyor. Ego'mun ağır bastığı anlar olmuyor değil. Kendime bile uyguladığım bilgiler de şüpheci bir yaklaşım sergilediğim oluyor. İşte o an kendime gelip ego'mun inancımı azalttığının farkına varıp tekrar uygulamalarıma devam ediyorum. Bu ego ve asıl benliğin tüm zamanlar boyunca süren savaşıdır. Bu savaşı çoğunlukta ego, pek azınlıkta ise asıl benlik kazanıyor. Ancak bilinç yerinde durmadığı ve doğanın destekleriyle de artan enerji titreşimleriyle güç alıp ivme kazanıyor. En büyük destek yerküre çekirdeğinin yani Schuman Rezonansının artmasından geliyor. Bu durumda insan bilincide buna ayak uydurmak zorunda kalıyor. Bu sürece ayak uyduramayanlar ya aramızdan ayrılmak zorunda kalıyor ya da kendi yaşadıkları kaos ortamına düşüyorlar.
Beden-Zihin ve son olarak Ruh titreşimsel düzeyde rezonansa girdiğinde yeni bir dönem açılıyor buna da ben KRİSTAL ÇAĞ diyorum. Çünkü beden ve zihin artık ruh kavramını tanımaya ve onunla beraber çalışarak yepyeni bir düzeye çekiliyor. Buna bir şekilde tüm zamanların en büyük kavuşmasıda diyebiliriz. Artık algı alanımıza giren bilgiler tıpkı bir kristalin içinden arka tarafını görebilmek gibi bir görüntü teşkil ediyor.
Peki bu zamanlara ayak uydurabilmek için yani alışık olmadığımız yaşam tarzına uyabilmek için ne yapacağız?
Tek kelime ile EGO'MUZU daha az dinleyeceğiz. Soyut kavramlara ego'nun yaklaşımı tamamen şüpheci yaklaşımdır. Beden ve zihin çok iyi arkadaştırlar. Zihin bedeni istediği gibi yönetir. Araya ruh girdiği an onu alaya alır ve sürekli gözden düşürmeye çalışır. Bu oyuna gelmeyin. Çoğunuzu çok iyi anlıyorum. Binlerce yıldır tüm genomeniniz eski kalıp savaş ve sahip ol kayıtlarıyla kodlandı.
Bu kodlarla yaşamınızı sürdürmeniz MÜMKÜN DEĞİL!!!
Artık Ruh dediğimiz titreşim düzeyinin sürekli genişlediğini ve titreşime girdiği yeni düzeylerde bedensel faaliyetlerini sürdürmesi  için sizin beden ve zihin enerji titreşim seviyesini artırmanız gerekir.
Önümüzde ki zamanlar çok farklı.
Artık tüm insanların çoğunluğunun bunun farkına varması aksi taktirde sil baştan süren kaotik durumlar aynı kabuslarda olduğu gibi insanlığın üzerinden kalkmayacak...

26 Kasım 2015 Perşembe

İNSANIN GENOME KODLAMASI

Genome bir insanın sahip olduğu genetik bilgilerin tümüdür. Bu bilgiler aynı zamanda bir insanın yaşamını oluşturan kaderidir. Peki bu bilgiler tüm zamanlar boyunca insanın hücrelerine ve DNA yapısına kadar işlediğinde, o insan bu bilgilerin oluşturacağı nedenlerin sonuçlarını yaşamak zorunda mıdır?
Yani kısacası değişmez  kaderin yol haritasını değiştirmek mümkün değil midir?
Öyle olduğunu düşününce insan nasıl da karamsarlaşıyor.
Ancak sizi biraz rahatlatayım!
İnsan hücreleri ve dolayısıyla  DNA yapısı yani GENOME'u yeniden kodlanabilir. Pek tabii ki bazı bilim insanları buna karşı çıkıyor. Onlar diyor ki, İnsan genome'u onun kaderini belirler ve bu değiştirilemez. Bu kapsamda  2000'li yıllarda başlatılan İnsan Genome Projesi ise biliminsanlarının bu konuda ki merakını gidermek üzere başlatıldı. Acaba bu projeyle insan genomunun detaylı bir fiziksel haritası çıkarılırsa o insanın önceden hangi hastalığa yakalanma olasılığına göre önceden önlem almak mümün olabilir mi?
Evet, olabilir!
Eğer genome kapsamında varolan kodlanmış bilgiler değiştirilip yerine yenileri kodlanırsa o insanın yaşam aktiviteleride değişir. Diğer bir deyişle, kaderinin yol haritasının varacağı istasyonda değişir.
Bedenimizde 100 trilyondan fazla hücre bulunmaktadır. Bu hücrelerin içinde barındırdığı bilgiyi değiştirip yerine yenisini kodladığınızda tüm hücreler ve DNA yapısı içinde ki kodlanmış bilgilerde domino taşı gibi birbirini tetikleyerek ani ve büyük bir değişimi başlatır.
Her saniye insan vücudunda 50 milyon hücre ölürken bir o kadar da yenisi oluşuyor. Bu hücre aktivasyon çalışmalarıyla yenilenen hücre sayısı artmakta ve bedende gençlik aktivasyonu başlamaktadır. Hatırlama sürecinde faal olan hücre sayısı 10 ile 100 milyon arasında olduğu düşünülürse, yaptığımız hücre ve DNA aktivasyon çalşmasıyla bu hatırlama sürecinde ki yapılanma hızlanıp artıyor ve beden için yeni bir süreç başlıyor.
Sonuç olarak, HÜCRE ve DNA aktivasyonuyla yeniden kodlanmış olan İNSAN GENOME'U onun yaşamakta olduğu tüm sorunların sonu oluyor.


23 Kasım 2015 Pazartesi

TİBET'in Mucizevi 5 Egzersizi!


Bu yazımda bundan 2 yıl önce yapmaya başladığım Tibet rahiplerinin sabah güneş doğumunda yaptıkları 5 mucize ayin olarak uyguladıkları hareketlerden bahsetmek istiyorum. Hareketleri incelediğimde tüm vücut eklemlerini mükemmel bir şekilde çalıştırdığını gördüm. Hareketleri sabah kahvaltı öncesi yapmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü sabahın verdiği o dinamik hisle yaparsanız vücudunuz pek zorlanmaz. Ben yanıma 1 bardak su alıyorum ve her hareketi 21 kez yapıyorum. ilk başlayanlar kesinlikle ısınmadan ve de her hareketi ilk hafta 2'şer defa yapmakla başlasın. Çünkü kolay gözükse de hareketler zor. Bilhassa boyun hareketleri boyun kasınızı zedeleyebilir. Bundan dolayı her hareketi çok kontrollu yapmak zorundasınız. Hareketleri hemen hemen hergün hiç aksatmadan yapmaya çalışıyorum. İnanın canımın çektiği her gıdadan yiyiyorum. Buna her tatlı türü dahil ve 1gr kilo almıyorum. 18 yaşımda kaç kilo isem hala aynı beden jean pantolonumu giyiyorum. Bu hareketleri bilhassa bayanlara tavsiye ederim. Tüm hareketler eğer 21 defaya ulaşırsanız sadece 20 dakikanızı alıyor. Hepsi topu topu 20 dakika. Gün boyu yaptığınız yürüyüşlere bedel sadece 20 dakikacık.


19 Kasım 2015 Perşembe

DİKKAT ET! ŞİMDİ NE YAPIYORSAN ETKİSİ YİNE SANA OLUYOR...

Bu dünya da şu an itibariyle ister iyilik ister kötülük her kimse her ne yapıyorsa aynı anda farklı titreşim düzeyinde yine kendisini etkiliyor. Şu an yaptığınız da her ne ise başka titreşim düzeyinden kendiniz tarafından etkilenip yaşıyorsunuz. Kısacası kısır bir döngü içinde yaptıklarınızla ya kendinize sürekli cehennem hayatı ya da yaptığınız güzelliklerle cennet bahçenizi yaratıyorsunuz. Diyelim ki kimse nasılsa bilmiyor diye düşünüp yapılmaması gereken bir davranışta bulunduğunuzda aynı anda tüm titreşim düzeylerinde aynı davranışın size yapılması için alt zemin hazırlıyorsunuz. Bu durum şimdi yaşadıklarınız içinde geçerli. Bazen tüm olumsuzlukların neden hep sizi bulduğunu merak edersiniz! Ben size hemen söyleyim. Çünkü dişe diş deyip hep etkiye tepki verdiğiniz sürece aynı yansıma diğer tarafa ve diğer taraftan da yine size dönüyor. Peki bu kısır döngüleri nasıl kırabiliriz? Bu defa size çok zor olsa da bir kerecik size çok zor gelen bir davranışın tam olumlu biçimini sergileyin. Mesela size yapılan bir saygısızlık bilin ki sizin diğer titreşimde ki hainizin bir yansıması ve bu defa sizde aynı saygısızlıkla cevap vermeyin. En azından durumu kötüleştirecek aksi bir tepkiden kaçının ki bu defa duvardan dönen top başka yöne gitsin. Burada vermek istediğim mesajı verirken bazen kelimeler kifayetsiz kalıyor. Fakat işin özü dünyanın şu an içinde bulunduğu bu kaotik durum her birimizin kendimize yapılmasını istemediğimiz davranışları başkalarına yapmamızdan kaynaklanıyor. şu an her ne yapıyorsak yaptığımızla tüm evreni ve tüm zamanları yani GEÇMİŞ, GELECEK ve ŞU ANI'I etkiliyoruz. "Ne ekersen onu biçersin." sözü boşa söylenen bir söz değil. Diğerlerinin algı alanına girdiğimiz sürece varızdır. Var olduğumuz sürece Bilinçaltımızdan açılan sonsuzluk kapısından tüm zamanları ve tüm evrenleri etkiliyoruz. NE DÜŞÜNÜYORSANIZ, NE YAPIYORSANIZ bir daha ki sefere iki kere düşünün. Çünkü yine etkilenecek olan sizsiniz. Bilinçaltımız beyin ister uykuda bilinçsizce, ister teknikleri kullanarak bilinçli olarak Theta düzeyine geçtiğinde evrende ki tüm zamanlar ve tüm olasılıklar kapısını aralar. İşte o kapıdan içeri adım attığımız an tüm burada söylediklerim karşımıza bir bir çıkmaya başlar.

18 Kasım 2015 Çarşamba

7 THETA BİLİNÇALTI OLUMSUZ BİLGİ TEMİZLEME VE OLUMLUSUNU PROGRAMLAMA TEKNİKLERİ...

Bu duyuruyu tekrar yapmamın gerektiğini gördüm. Theta Bilinçaltı hücre ve dna aktivasyon ve programlama teknikleriyle birlikte, UYUM MUCİZESİ 2012 ve yeni kitabım YAŞADIĞINIZI MI SANIYORSUNUZ? 2015 kitaplarım için hesaba para yatırdığınızda LÜTFEN e posta adresinizi de belirtin. Yoğunluktan dolayı zorluk çekiyorum. Saygılarımla Tuncay Yeşilpınar

13 Kasım 2015 Cuma

İKİNCİ KİTABIM "YAŞADIĞINIZI MI SANIYORSUNUZ?"

UYARI: Bu kitaba başlamadan önce yeni bilgilere hazır olp olmadığınızı tartın. Eğer içinde bulunduğunuz yaşam deneyimlerinden memnunsanız okumaya hiç başlamayın. Aklınız karışabilir. Ama eğer ki artık yaşamınızda bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyorsanız kitabı bir solukta okuyacağınıza eminim. İlk satırlardan itibaren düşünce, duygu ve inanç yapınız çok sert bir bilgi yağmuruna tutulacak. Okumaya devam ettikçe bilincinizin esnemeye başladığını görecek ve zihniniz kendi kendini sorgulamaya başlayacak. Bu güne kadar hayat hakkında öğrendiklerinizi ve bildiklerinizi unutacak ve yepyeni bir titreşim boyutunda yolculuğa başlayacaksınız. Keyifli okumalar dileğiyle...

9 Kasım 2015 Pazartesi

ikinci kitabım YAŞADIĞINIZI MI SANIYORSUNUZ? e-kitap olarak yayımlanmaktadır...

Bugüne kadar tüm öğrendiklerinizi ve bildiklerinizi unutun.Yaşama olan bakış açınız bu kitapla birlikte 360 derece değişecek. Önce bir tedirginlik hissedecek fakat okudukça tüm hücreleriniz bu yeni bilgiler altında sonsuzluğun farkındalığını kavrayacak.Sayfalarda ilerledikçe içinizi garip bir mutluluk kaplayacak ve sonunda tüm bedeniniz farklı bir titreşim frekansına geçecek. Bugünden itibaren kitabım kitapçıların raflarının dışında sadece e-kitap olarak yayımlanmaktadır. Detaylı bilgi için yesilpinar333.blogspot.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Korkunç Yanılgı! YAŞADIĞINIZI SANMANIZDIR... TUNCAY YEŞİLPINAR

PARALEL EVRENLERE NASIL GEÇİLİR?

Bu yaşam o kadar esrarengiz bir oluşum ki tüm sır şu söz de yatıyor! "O" OL DEDİ VE OLDU!!! Her oluşum aynı anda ve sonsuza dek varolur... İşte tüm yaratılışı yukarıda ki bu kelimeler özetliyor. Peki neden biz yaşamımızı doğum ve ölüm olarak kısıtladık? Neden bu yaşam bu kadar anlamsız olabiliyor? Tüm hayatın boyunca çalış, çabala ve elde var sıfır göçüp gidiyorsun. Hayır! BU YAŞAM BU KADAR UCUZ OLAMAZ. Yüzbin kere HAYIR! BU YAŞAM BU KADAR ANLAMSIZ OLAMAZ. Yaşam sonu olmayan fakat aynı anda sonsuz versiyonlar halinde bulunan ve her olasılık halinin sonsuz sayıda ki oluşumu incecik çizgilerle yani sonsuz titreşim frekansı aralıklarında nabız halinde atan bir yaratılış... Öncelikle bu açıklamayı iyice bilincimizle sindirelim. Peki yaşamımız dediğimiz anlık oluşumu nasıl daha iyiye taşıyabiliriz? İşte tüm aramamız gereken cevap bu soruda gizli! Diyelim ki hayatımız istediğimiz yönde gitmiyor. Biz bu titreşim düzeyinde oluşan çizgiden çıkamıyoruz ve bu çizginin sonunun istediğimiz olmadğını biliyoruz. Önce bizim en huzurlu halimizin başka bir çizgide varolduğunu kavramak zorundayız. Oraya ulaşmanın tek yolu sadece ve sadece duygularımızı o halimizde iken nasıl hissedebileceğimizi iyice anlamamız gerekir. Bu his diğer paralel evrenlerde ki her halimize ulaşmanın tek altın anahtarı. Bilinç dediğimiz enerji tüm yaratılışı kapsıyor. Ayrı ayrı olarak sandığımız bilinç enerji girdabını büyük bir okyanusa benzetirsek her bireyin bilinci okyanustaki su damlacıklarıdır. Bazen her birimiz günlük hayatımızda farketmeden milimetrik paralel evren geçişleri yaşarız. Hatta bu geçişler öyle derin olur ki kendimizi deliriyor sanırız. Korkmayın! Siz sadece diğer bir versiyon geçişi yaşıorsunuz. Her birimizin geçmiş, şu an, gelecek ve hatta tüm varoluş halleri aynı anda farklı titreşimlerde şu an var. mesele her birimizin elimizde Allah'ın verdiği bu altın anahtarın olduğunu farkedip onu nasıl kullanabileceğimizi öğrenmektir. Varoluşun tek amacı var! O DA SONSUZLUĞUN İÇİNDE SONSUZ OLASILIK POTANSİYEL HALLERİMİZDEN AŞAMA AŞAMA YOL KAYDEDEREK EN MUTLU, EN HUZURLU VE EN CANLI HALİMİZE ULAŞMANIN YOLUNU BULMAKTIR. TÜM KÖTÜ DENEYİMLER FARKINDALIK HALİNDE KALDIĞINDA VE EN MUTLU ANLAR DENEYİME DÖNÜŞTÜĞÜNDE TÜM YAŞAMINIZ SONSUZLUĞUN CENNET BAHÇELERİNDE MÜKEMMEL BİR HARMONİYE DÖNÜŞÜR Kİ İŞTE O AN O'NUNLA BİR OLUR SONSUZLUĞUN TA KENDİSİ OLURSUNUZ...

5 Kasım 2015 Perşembe

YENİ KİTABIM "YAŞADIĞINIZI MI SANIYORSUNUZ?" GİRİŞ

İnsan YAŞAM olarak algıladığı deneyim içinde sürekli mutluluğu kovalamıştır. Herkes kendi ruhsal ve bedensel açlığını bir şekilde bastırmış fakat hiç bir zaman gerçek anlamda aradığı doyuma ulaşamamıştır. Bu yüzden bireysel ve toplumsal ve hatta uluaslararası kavgalar ve tartışmalar bitmek bilmeden sürüp günümüze kadar gelmiştir ve hala devam etmektedir. Kişiler arasında ki çekişmeler, toplumsal kargaşalara ve oradan daha geniş kapsamlı ırklar arası savaşlara  dönüşmüştür.
Peki sonu gelmez bu çıkar kavgaları hiç mi son bulmayacak!
Elbette son bulacak.
Terim yerindeyse ne zaman insanoğlu YAŞAM - HASTALIK - ÖLÜM üçgeninden kendini azad edecek o an onun kurtuluşu ve sonsuzluğa açılan kapısı olacak.
İçinde bulunduğumuz YENİ ÇAĞ geçmiş ve geleceğin farkındalığında sadece VAROLUŞ HALİNİN deneyimlendiği SAYDAM KRİSTAL ÇAĞ olacak.
İnsanoğlu tüm geçici mutluluklara BAĞIŞIKLIK elde etti. Artık mutluluk FARKLI BİR ANLAM kazandı. Çünkü mutluluğun titreşim frekansı değişti ki ancak o frekansta senkronize olunursa MUTLULUĞUN HİSSİ elde edilebilir. VAROLMA VE OLMA HİSSİ işte yeni çağın ve insanoğlunun yeni SLOGANI...
Bu kitabın satırlarını okurken lütfen beyninizin her iki lobunu yani mantıksal düzeyde süzüp duygusal düzeyde tüm GEÇMİŞ - AN - GELECEK olasılıklarınızda ki OLMA haliniz ile hissedip TAM FARKINDALIK içinde olun.
İlk sayfalardan itibaren karşılaşacağınız bilgiler sizin alışagelmiş olduğunuz  bilgilerden çok farklı olduğu için bilinç yapınıza ters düşebilir. Adım adım ilerlerken düşünce yapınız yavaş yavaş esneyecek ve duygu ile inanç yapınızı sarsmaya başlayacak. Aralarda vermiş olduğum ŞİFA meditasyonları ve iyileştirme tekniklerini sürekli uygulayın. Göreceksiniz ki kendinizi ve sevdiklerinizi iyileştirdikçe bedeninizi tarifi inanılmaz bir haz kaplayacak. Kitabın ortalarında hiç farketmeden farklı bir bilinç oluşturmaya başlayacak ve son satırlarda İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ HALİN MUTLULUĞUNU HİSSEDECEKSİNİZ. EN SONUNDA GERÇEK HAZZIN,
DOYUMUN SİZİN SADECE VE SADECE OLMA HALİNİZİN YEREL REALİTESİ
OLDUĞUNU KAVRAYACAK VE İŞTE O AN UYANACAKSINIZ...
Yaşam olarak gördüğünüz farkındalık ve deneyim halinin kontrolünün elinizde olduğunu hissettikçe kendinize olan güveniniz ve VAROLMA SEVİNCİNİZ katlanarak artacak.
İNSANLIK İÇİN MUTLU OLMA HALİNİN TARİFİ YENİDEN YAZILIYOR...
Kitabı tamamen VAROLUŞUN DAİRESEL DÖNGÜSÜ farkındalığı içinde yazdım. İlk satırlarda sonuca odaklanın ve satırlar ilerledikçe sonucun nedenleri doğurup tekrar aynı dairesel döngüye geldiğini  farkedeceksiniz.
ZAMAN VE MEKAN DIŞI ÇOK ÖZEL BİR FARKINDALIK SERÜVENİNE HOŞ GELDİNİZ!

3 Kasım 2015 Salı

7 HARİKA THETA BİLİNÇALTI TEMİZLEME VE PROGRAMLAMA TEKNİKLERİ

Bu mucizeler yaratan, yaşam dönüştüren 7 bilinçaltı tekniklerini bizzat kendim bireysel skype seanslarımda uyguluyorum. Bu teknikler sadece profesyonel terapistler taraından uygulanıyor olsa da herkesin bu teknikleri kavrayıp anladığında kendilerine uygulayabilecekleri kadar da basitir. Bundan böyle skype seanslarm devam ediyor olsa da isteyen kişiler 20 TL karşılığında bu teknikleri alıp yaşamlarında mucizevi bir değişim ve dönüşüm yaşayabilirler.

30 Ekim 2015 Cuma

REENKARNASYON MU YOKSA OLMUŞ OLANI HATIRLAMAK MI?

Zaman ve mekan olgusunun yavaş yavaş kaybolduğu bir bilinç düzeyinde  tüm öğretilenler, tüm eski kalıp bilgiler bir bir yıkılıyor.
Aman Tanrı'm neler oluyor?
Düşünce şekliniz  sanki zaman ve mekan olgusuyla bir bir bükülüyor, kırılıyor.
Her bir  gerçek olarak bildikleriniz ne oldu da elinizden  kayıp sizden  uzaklaşıyor ve hiç tanışmadığınız yeni yeni farkındalıklar bilincinizin kapsama alanına giriyor?
Ben size söyleyim!
SİZ ARTIK FARKLI BİR OLMA HALİ DİĞER BİR İFADEYLE FARKLI BİR TİTREŞİMSEL SEVİYEDE BULUNUYORSUNUZ.
Bundan böyle yeni konum içinde yeni halinizin farkındalığına geçiyorsunuz. Bu durum sizin yeni halinizin geçmiş deneyimlerini bilincinizin alt katmanından sizin hatıralarınızı farketme seviyesine çekiyor.
Reenkarnasyon yani tekrar doğuş diye bir oluşum yoktur. Zamanın sadece bir illüzyondan ibaret olduğu anlayışına sahip olunan  bilinç düzeyinde HER DENEYİM VE FARKINDALIĞIN SADECE OLMA HALİNDEN İBARET OLDUĞUNUN BİLİNCİNDE HER OLASILIK POTANSİYELİ KENDİ GEÇMİŞ HATIRALARINA SAHİP BİR YENİ HAL OLUŞTURUYOR.
Bu cümleyi biraz açıp daha anlaşılır bir şekle getirelim.
Siz an içinde sonsuz sayıda gelecek halinizin potansiyeline sahipsiniz. Seçtiğiniz farklı bir benlik sizin o benliğin hatıralarını barındırır. Geçmiş deneyimlerinizi değiştirme şansına sahip oluşunuz bu denklemin sonucudur. Dolayısıyla siz hem sonsuz sayıda tekrar tekrar doğar hem de sonsuz sayıda söylem gereği ölürsünüz. İşte bu yüzden DOĞUM VE ÖLÜM YOKTUR. SADECE VE SADECE VAROLMA HALİ VARDIR. Her seçilen varoluş kendi geçmiş ve gelecek potansiyellerini doğurur.
DEJAVU olarak bilinen yani bir olayı daha önce yaşamışsınız gibi hissetmek de sadece HALİ HAZIRDA SİZİN VAROLAN HALİNİZİN FARKINDALIĞINA ANLIK GEÇİŞTİR.

27 Ekim 2015 Salı

NEDEN BAZEN ŞİFA GERÇEKLEŞMİYOR???

Bu kadar yıl üzerine iki kitap yazdığım insanın gerçek gücünü keşfetmesiyle ilgili çalışmalarım bazen sevdiklerimize şifa verememenin hüsranıyla yerle bir oluyor. Neden kimisine anında etki ederken diğerine ne yapsam olmuyor? Tüm geceler uykularım kaçıp bunun cevabını arıyorum. YÜCE RAB'BİM Neden? Neden? Neden? Sonra cevaplar gözlerimin önüne yağıyor!!! Herkes belli bir çizgide yol alıyor. Bu çizgi sonsuz olasılıklar yolculuğunda YARADAN'a varıyor. Hepimizin üzerinde bulunduğu bu çizgi zaman olarak tabir ettiğimiz bir boyutla sınırlandırılıyor. Bu zaman kavramı sadece bu çizgi için geçerli olduğundan kişi o çizginin artık kendisini daha fazla bir yere götürmeyeceğine kani olduğunda siz onun yerine ışıktan yeni bir çizgi koyamıyorsunuz. Sadece zamansız diye tabir ettiğimiz ve kişinin önünde olan fakat bir sebepten dolayı önünde ki çizgiyi göremediğinde siz ŞİFA yoluyla o yolu aydınlattığınızda kendisi yoluna devam etmeye karar veriyor ve ŞİFA GERÇEKLEŞİYOR. Diğer durumda eğer o yol çizgisinin kişi tarafından bittiğine kanaat getirilmişse siz ne kadar ŞİFA göndersenizde ek bir yol çizgisi koyamıyorsunuz. Bu onun gelişimini engelleyici bir durum oluşturuyor. İLAHİ TAKDİR' de bu olsa gerek! Bu durumda yapabildiğiniz tek şey korku ve endişenin yerine HUZUR getirmek oluyor. Diğer bir deyişle yumuşak geçiş sağlıyorsunuz. Geçiş sağlandığında orada zaman olgusu kalktığından geleni yine SİZ karşılıyorsunuz. Aynı yol üzerinde herkesin kendi seçtiği çıkış noktası olsa da varılan noktada yine herkes birleşiyor. Her birey kendi misyonunu tamamladığında varılacak nokta netleşiyor. Misyon bitmeden çıkış varılacak noktayı uzaklaştırıp bulandırıyor. Sonuç olarak niyet edilen şifa ruhun bedende kalması veya göçü halinde olsa da her iki durumda yansıyan ışık onun misyonuna katkıda bulunuyor. Yani kısacası ŞİFA sonuca bağlı olmadan sadece nedenler üzerinde etki ediyor. HİÇ BİR ZAMAN YILMADAN ŞİFA VERMEM GEREKTİĞİNE İNANMAMA YARDIMCI OLDUĞUN İÇİN ŞÜKÜRLER OLSUN YÜCE RAB'BİM...

23 Ekim 2015 Cuma

MATEMATİKSEL KODLAMA!

Gün geçmiyor ki yepyeni ardı arkası kesilmeyen bilgiler realitemize giriyor. Bilincin derinliği arttıkça bilgilerin genişliğide artıyor. Sanki sonsuzlğun kendi varlığını hissettirmek istercesine sonsuz bir bilgi akışı oluşuyor. Yaptğım çalışmalar bana her an yeni bir kapı açıyor ve ben içeri girdiğimde imkansızlığın anlamsız bir kavram olduğunu anlıyorum. Bazen kendi kendime soruyorum nasıl bir bulmaca içine girdim ki tamamlamanın imkansız olduğunu, asıl amacın bu süreçte sürekli heyecan ve eski kalıp bilgilerin yıkıldıkça sonucun vermiş olduğu his yüklemelerinin özüme diğer bir deyişle ruhuma kazandırdığı artıların olduğunun farkına varıyorum. Artık sonuçların sonsuz bir zamanın katmanlarında her an oluşup yeni bir sonuca yönelmenin heyecanı içine girdim. Sonsuz bir bulmacanın içinde kendi bulmacalarımı yapıp yapıp bozuyorum. Şimdi gelelim yeni bulmacanın çözümüne! Dünyaca tanınmış Türk doktorlarından Amerika'nın doktoru ünvanını almış olan Dr. Mehmet Öz Oprah Show'da aynen şu ifadeleri kullanmış. "Artık kabul etmek lazım ki ilaç sektöründe ENERJİ TIB'BI geleceğin öncülerinden olacaktır." Evet artık göremediğim şeye inanmam devri KAPANMIŞTIR. Bizler bedeni taşıyan RUHSAL VARLIKLARIZ. Ruhumuzu taşıyan fiziksel varlıklar değiliz. Ruhun tek iletişim mekanizması olan duygularımızı doğru kullanmanın yeri ve zamanı geldi. Uzun süredir kullanmakta olduğum enerji çalışmalarının eski sonuçlarının aynı olmadığını görmeye başladım. Çünkü her yeni enerji titreşiminde sonuçların yeni sebepler oluşturduğunu görmeye başladım. Sürekli gelişme ve farkındalığın hızı artmak zorunda. Bunu yapamazsam geride kaldığımı görüyorum. Şimdi bilincimin derinliklerinden gelen yeni enerji çalışmalarına başlıyorum. Bu enerji çalışması ki ben yeni duymaya başladım, Amerika Birleşik Devletlerinde bazı tıb dokorları tarafından kullanılıyormuş. Peki nasıl oluyor da dünyanın öbür ucunda bulunan bu insanlarla benim hiç bir iletişimim olmadığı halde aynı enerji çalışmasına giriyorum? Nasıl bir kaynaktan bu bilgiler aktarılıyor? Artık işin bu kısmı bizi ilgilendirmiyor! Eğer bu yeni bilgi bilincimize aktarılmışsa kullanmamız gerektiği için olduğunu biliyorum. Orada kelimelerle iyileşme, başarı ve benzeri tüm olmak istediğimiz haller kodlanıyorsa ben de bu sistemi rakamlarla yapmaya başlamıştım. Aynı metot, farklı çalışma fakat sonuç aynı! Bedenimiz 50 trilyon civarı hücrelerden ve bu hücrelerde zamanın başından beri kodlanmış bilgilerden ibaret. Bildiğimiz tıb dünyasında hasta hücrelerin iyileşmesi için dışarıdan yapılan müdahale gibi ruha yapılan his kodlamasıyla bu hasta hücrelerin bilgileri değiştiriliyor. Aldıkları yeni bilgileri tüm diğer hücreler ve Hücre içinde ki nucleuslar bu bilgileri DNA' larımıza taşıyor. Ve sonuç YENİ REALİTEMİZ OLUŞUYOR!!!

20 Ekim 2015 Salı

THETA - MIND CLEANING AND REPROGRAMING TECHNICS

If you would like to have the most effective subconscious cleaning and reprograming technics in English that I use on my SKYPE therapy sessions, please deposit only 40$ in the account given below. Technics wiil be sent to your e-mail address. Please use Western Union or Money Gram. Do not forget to send me your mail adress after your payment.

THETA BİLİNÇALTI TEMİZLEME VE PROGRAMLAMA TEKNİKLERİM

Beynimiz derin uyku sırasında rüya evresine geçtiğinde Theta dalga boyutuna geçer. Bu düzeyde zaman ve imkansız yoktur. Eğer beynimizi günlük hayatımızda içinde bulunduğu Beta düzeyinden Theta düzeyinde çalışmasını sağlayabilseydik hayatımız mucizevi bir şekilde değişim ve dönüşüm geçirmeye başlardı. İşte dünyanın en etkili bu tekniklerini SKYPE terapi seanslarımda kullanıyorum. Skype seanslarım için ister 533 523 8350 telefondan ister yesilpinar24@yahoo.com e-posta adresimden bana ulaşabilirsiniz. Ayrıca bu tekniklere sahip olmak isterseniz İŞ BANKASI İban: TR55 0006 4000 0013 4910 3465 01 hesabına 30TL yatırdığınızda MUCİZE YARATAN THETA BİLİNÇALTI TEKNİKLERİ ve yanında UYUM MUCİZESİ adlı kitabım da hediye olarak e-posta adresinize gönderilecektir. Hesapta e-posta adresinizi belirtmeyi unutmayın!

29 Eylül 2015 Salı

MARS' TA SU MU BULUNMUŞ???

Nasa sonunda tarihi açıklamasını yapmış. Mars'ta sıvı halde su bulunmuş. Nasa'nın işi gerçekten çok zor. Yıllardan beri yaptığı araştırmalarda elde ettiği bilgileri açıklamakta çok hassas hareket etmesi gerekir. Çünkü elde ettiği bilgileri hazmedecek olan dünya insanının çoğunluğunun sahip olduğu bilinç seviyesi çok dengesiz. Bu bilinç seviyesi dünyada 7 milyar kadar insan olduğu düşünülürse 700.000 kişinin belli bir bilinç seviyesinde olması gerekir ki bu rakama hemen hemen ulaşılmış gibi gözüküyor. Nasa bu bilinç büyümesinin seviyesini hesaplamadan böyle radikal açıklamalarda bulunamaz. Dünyanın çekirdek hızının artmasıyla Shuman Rezonansıda insan bilincine düz orantıda arttığının en önemli kanıtı Nasa'nın yaptığı bu radikal açıklamadır. Artık insanlık tarihi ve dini bazı inanışlar değişime ayak uydurmak zorunda kalacaktır. Bundan böyle eski düşünce ve inanç sistemleri çok daha yoğun bir baskı stratejisi uygulayacaklardır. Fakat yeni insan bilinci belli bir seiyeden sonra çok ezici bir güce sahip olacağından yavaş yavaş bu enerji sistemi de yok olup gidecektir.
Şimdi Nasa dünyadan başka diğer canlıların da olduğunu açıklamadan önceki alt yapısını hazırlama aşamasındadır. Dünyanın çekirdek hızı son derece arttığından zaman kavramı da buna orantılı olarak değişmektedir. Bundan böyle Nasa üzerindeki tüm baskıyı atmış gözüküyor. Artık gelecek olan açıklamaların da dozu gitgide artacaktır. Dünyada ki teknolojik gelişmelerin belli bir seviyeden sonra hızlandığı gibi insan bilincide belli bir düzeyden sonra çok daha hızlı genişler.
Artık yeni bilgilere hazır olmamız gerekiyor!
Çünkü yapılacak olan açıklamalar tüm insanlık düşünce ve inanç sistemini sil baştan değiştirecek...

11 Eylül 2015 Cuma

THETA BİLİNÇ SKYPE SEANSI!

Skype yoluyla yaptığımız terapi seanslarına biraz olsun açıklık getirmek için kısa bir bilgi paylaşmak istiyorum.
Öncelikle kişinin beden çakralarında enerji akışının düzenli ve dengede çalışıp çalışmadığına bakıyorum. Eğer dengedeyse sadece tüm beden çakra dengelemesini yineliyoruz. Fakat enerji yön ve akışı düzensiz ise bu noktalarda enerjilerin yönünü düzenliyorum. Sonra kişi benim yönlendirmemle yoğunlaşma çalışmasına giriyor. Sayı tekniklerimle theta düzeyine geçme aşaması başladığında kişi bilinçli ve uyanık halde uyku modunda salgılanan hormonları deneyimlemeye başlıyor. Tüm bedeni gevşemiş ve beyni beta seviyesinden theta seviyesine geçerek tüm sınırlı düşünce ve inançlarından sıyrılmaya başlıyor. İşte burada tüm yaşamına engeller çıkaran duygu, düşünce ve inanç taraması yapılıyor. Bulunanlar bilinçaltı kaydından silinip yerine istenilen şekli yerleştiriliyor. Kişinin bilinçaltı tanıtılan yeni duygu, düşünce ve inançları günlük deneyimlerine çıkarmak için tüm gücüyle çalışmaya koyuluyor. Bu düzeyde tüm engeller temizleninceye kadar kalınabilir. Sonra tekrar yeni duygu, düşünce ve inanç sistemi kaydedildiğinde yavaş yavaş theta boyutundan lokal beden realitesine geri dönülüyor. Engel ve sınırlamaların temizlendiğinden emin olmak için bir kas testi yapılıyor ve seans sona eriyor. Bu çalışma aşağı yukarı 1 ile 1,5 saat kadar süre alıyor. Theta Bilinç çalışmasının en önemli özelliği sonuçların anında alınmasıdır.

9 Eylül 2015 Çarşamba

KOLLEKTİF BİLİNÇ! KRİTİK KÜTLE...

Japonya'nın Koshima adasında yaşayan vahşi maymunları kumlara bıraktıkları patateslerle besleyen bilim insanları günümüz bilim dünyasına çok ama çok önemli bir keşif eklediler. 1952 yıllarında gelişen bu olayların insanlık için böylesine büyük bir adım olabileceğini kimse bilemezdi. Kumlara bırakılan bu patatesleri yiyen maymunlar karınlarının doyduğuna memnun olsalarda kumların pisliğinden pek hoşnut değillerdi. Bir gün yavru maymun patatesi suya düşürür. Suda yıkanan patatesi  yiyen yavru maymun bu durumdan pek memnun olur. Onu gören anne ve babası da aynı yöntemi kullanır ve temizlenen patates çok hoşlarına gider. Bu durum adadaki maymunlar arasında gitgide yayılmaya başlar. Bilim insanları patatesleri temizleyerek yiyen maymunları ve sayılarını dikkatle inceleme altına alırlar. Görürlerki 100'üncü maymundan sonra birbirini görmeyen adadaki diğer maymunlarda patatesleri yıkayarak yemeye başlarlar. Aynı adada yaşadıkları için birbirleriyle bir şekilde haberleştikleri düşünüldüğünden bu durum çok dikkat çekmez. Ta ki birbirinden haberi olmayan diğer ada ve yerlerden gelen haberlere göre maymunlar yediklerini yıkamaya başlarlar. Bilim insanları bu inanılmaz olayın 100 kritik kütleye ulaşıldığında diğerlerinide spontane olarak etkilediğini keşfederler. Ortada bir ortak bilinç kütlesi olduğunu ve bu kütlenin bireysel bilinçleri ancak belli bir sayı olan 100'de 1 orana ulaştığında etkilediği kanısına varırlar. Bu insan bilinci için bir sıçrama taşıdır.  Günümüzde bu bilgiyi bir çok aydınlanmış bireyler kendi ülkeleri için kullanmaktadır.

ŞİMDİ TAM ZAMANI...

SADECE 99 BİREYSEL BİLİNÇTEN KRİTİK KÜTLE OLAN 100 SAYISINA ULAŞMAMIZ İÇİN 1 KİŞİ NE DEĞİŞTİRİR İNANCINI YIKIN.
1 KİŞİ HERŞEYİ DEĞİŞTİRİR.
O 1 KİŞİ SİZ OLUN.
BU GECE UYKUYA DALMADAN ÖNCE HEPİMİZ İÇİN OLMASINI DÜŞLEDİĞİNİZ DÜNYAYI HİSSEDİN.
İNANMASANIZ BİLE SADECE 1 DEFALIK YAPIN BUNU.

UNUTMAYIN KRİTİK KÜTLE SADECE 1 KİŞİYLE OLUŞUR...

ÇÜNKÜ BU KRİTİK KÜTLEYE ULAŞMAMIZ İÇİN SADECE 1 KİŞİ OLAN SANA İHTİYACIMIZ VAR...

31 Ağustos 2015 Pazartesi

TANRISAL MOLEKÜLÜMÜZ...

Bugüne kadar hayallerimizin gerçekleşmesiyle ilgili farklı farklı bilgilere ulaşmış olabilirsiniz. Fakat her verilen bilgilerde küçük bir detay verilmemektedir. Zaten kaba taslak verilen açıklamalarda hatta dünyayı kasıp kavuran ÇEKİM YASASIN DA bile küçük bir detay ya bilinçli ya da bilinmediği için eksik olarak anlatılır.
Şimdi lütfen söylediğim detaya dikkatinizi verin!
Genelde isteklerimizi hayal etmeyi ve iyice ona odaklanıp olmuş halini hissetmemiz söylenip durdu. Bu açıklama 100.0 frekansında bulunan bir radyo istasonuna 99.6 frekansına ayarlanmak gibidir. Kısacası sürekli bir cızırtı halinde dinlersiniz. Yani keyif almadığınız için  o istasyonu kapatmayı tercih edersiniz. Bu oluşum süreci de  aynı buna benzer. İstekleriniz  yarım yamalak keyifsiz olarak karşınıza çıkar.
 Peki bu durumu tam da istediğiniz şekle nasıl getirebilirsiniz?
İşte detaylar burada gizli!
Önce hayalinizi sakinleşen zihninizden sonra iyice imgeledikten sonra görselliği tamamladığınız an koordineli bir şekilde bu imgeye önce renk vererek güçlendirip duyumsal kayıt için seslendirin, sonra ona hatırınızda kalacak hoş bir koku yükleyin. Tüm bunlardan sonra o hayalinizin içine tat duyunuzla ilgili sevdiğiniz bir yiyeceğide ekledikten sonra imgelediğiniz her ne ise onla ilgili dokunma hissinizi de devreye sokarak 5 duyunuzla ilgili frekans ayarınız tamamlanmış olur.
Bu imgeleme tekniği isteklerinizin frekans titreşimine TAM AYAR OLARAK BİLİNÇALTINIZA KAYDEDİLİR. Bundan sonrası biliçaltınız gerçek olarak kaydettiği bu bilgiyi bedeninizle bütünleşme pahasına sizin realitenize çıkarmak için var gücüyle çalışacaktır.
İşte Tanrısal yanımız bu denli güçlü fakat hayal ederken bir tek görsel ayarını yapıp bekliyoruz. Yani frekans ayarımız hep eksik kalıyor.
5 Duyulu frekans ayarı tüm hayallerinizin ANAHTARIDIR...

24 Ağustos 2015 Pazartesi

THETA BİLİNÇ / ÖLMEK VE DİRİLMEK GİBİDİR...

Beyin Theta bilinç boyutuna girdiğinde sonsuzluğun kapısı ardına kadar açılır. Normal yaşam döngümüzde beyin daha hızlı frekans yayar ki bedenimize salgıladığı hormonlarla bizi tetikte tutar. Eğer gece derin uyku durumuna geçemesek ve bu uzun yıllar sürse, bedenimiz vaktinden önce yaşlanır. Gece karanlık bir ortamda ve rüya alemine dalmaya başladığımızda salgılanan gizemli bir salgı vardır. Bu salgı DMT diye biinir. Aynı zamanda ruhun bedene giriş ve çıkışı bu salgı sayesinde gerçekleşir. Theta bilinç uykunun en derin döneminde gerçekleşir. Ondan önce daha hafif uyku döngüsü olan Alpha bilinç oluşur. Yapılan rutin pratiklerle uygulanan Theta teknikleriyle günün diğer  zamanlarında da bu bilinç seviyesine girip çıkmak mümkündür. Beyin bu döngüye girdiğinde günün tüm kısıtlama ve engellerinden kurtulur. Adeta beden ölür ve tekrar canlanıp yeni bir frekans titreşimine geçer. Bundan dolayı Theta Bilince geçildiğinde yaşamın kalın duvarlarla çevrilmiş kısır döngüsüde kırılmış olur.

15 Ağustos 2015 Cumartesi

İKİLEME SOYUT ÇÖZÜM!

İkilem içinde kalınan problemlere karşı soyut çözüm somut çözümden daha fazla işe yarar. Bu cümleyi size bir mesel ile açacağım.
Köyün birinde yaşlı bir çiftçi ölüm döşeğindeyken üç çocuğuna 11 ineğinin aralarında ki paylaşımının nasıl olmasını istediğini anlatır. Vasiyetine göre büyük çocuk ineklerin yarısını, ortanca dörtte birini ve en küçüğünde  altıda birini almasını söyler. Bu bölüşümde hiç bir inek kesilmeyecektir. Durum çocuklar için içinden çıkılmaz bir probleme dönüşür. Babanın vasiyetine göre bölüşüm oranı hayvanları kesmeden büyük olana 5.1/2, ortancaya 2.3/4, küçüğe de 1.5/6 pay düşmektedir. Bu durumda babalarının isteği imkansız gözükür. Sonunda bir bilgeye danışmaya karar verirler. Bilge ikilem üzerine meditasyon yapar ve kendilerine ruhsal alemden soyut olarak bir inek ilave etmelerini söyler. Bu çözüme göre inek sayısı 12 olur ve büyük olana 5.1/2 yerine 6 inek, ortancaya 2.3/4 yerine 3 inek ve küçük olana 1.5/6 yerine 2 inek düşer. Buna göre kişi başına düşen pay hem daha fazla hem de babalarının vasiyetini bozmadan oluşan bir çözüm olur. Hayal dünyasından gelen inekte tekrar geldiği yere geri döner.
Bu gibi çözümü zor sorunları ancak farklı bir düşünce boyutundan çözebilirsiniz. Orası sizin sonsuz çözümlerin, sizin ağzınızından çıkmayı bekleyen kelimeler gibi, sizin onların farkına varmanızı ve deneyiminize çıkarmanızı beklerler.
Bu yazımı Albert Einstein'ın benim favorim olan sözüyle bitirmek istiyorum.
"Karşı karşıya kaldığınız sorunları onları yarattığınız düşünce yapısıyla çözemezsiniz!!!" Einstein

10 Ağustos 2015 Pazartesi

THETA BİLİNÇALTI PROGRAMLAMA TEKNİKLERİMDEN BİR ÖRNEK!

Beyin dalgalarından uyku sırasında yayılan THETA düzeyi çok gizemli bir yer. Orası tüm 3.boyut sınırlarının ortadan kalktığı sonsuzluk kavramının oluştuğu bir ortam. Oraya çok özel zihin teknikleriyle ulaşıldığında tüm yaşam öncesi ve yaşam kayıtlarınız bir bir zihninize çıkar ve mucizevi oluşumlara tanık olursunuz.
öncelikle Theta düzeyine çekilen beyin dalgaları yavaşlatılıp zihin sessizleştiğinde yaşamınızda önünüze sürekli engel çıkaran kişi veya olayları beyninizin mantıksal lobu olan sol tarafınıza doğru  gözleriniz  kapalı ve bilinçli bir halde olumsuzluğu imgeleyip oraya bir çerçeve içine koyarız. O sizi üzen olumsuz duyguyu iyice hissedip tekrar gündeme getiririz. O duyguyu verdiğim bilinçaltı telkinleriyle iyice hissettikten ve o çerçeve içine o halinizi yerleştirdikten sonra yine komutlarla yavaş yavaş gözünüzün önünden uzaklaştırırken  renkler solar ve sesler azalır. Artık olumsuz kayıt bilinçaltından silinmek üzeredir ve o konuyla ilgili duygularınızda aynı orantıda zayıflar ve sonunda imgeyle beraber yok olur.
İkinci aşamada silinen kayıt yerine yeni isteklerinizi yerleştirmeye başlarız. Bu yeni kayıt beynin yaratıcı kısmı olan sağ tarafında gözler sağa yukarı çevrilerek yapılır. Burada yine benim komutlarımla işlem tam tersten yapılır ve yeni dileklerinizin oluşmuş olduğu yeni duyguları iyice hissettikten sonra belli bir aşamayla şu anki halimize geri döneriz.
Harika tekniklerden sadece birini size vermek istedim ki bilinçaltı temizliği hakkında en azından yöntemle ilgili bir bilginiz olsun.
Hepinize sağlıklı, mutlu ve bolluk içinde geçen bir hafta olması dileğiyle...

9 Ağustos 2015 Pazar

OPRAH WINFREY, WILLIAM SHAKESPEARE, LEBRON JAMES! What do they have ın common?

Oprah Winfrey, William Shakespeare and Lebron James are the names well known almost by the whole world population.
How did they do this fame this much?
Are they chosen people given special talents by the CREATOR?
I don't think so.
I think they use their secret power of inner self!
What is inner self then?
It is main power of being on right possibility of your endless possibilities in infinite dimensions. Let me explain it more clearly. You live your life in a linear line of time. You have one destiny at the end of that line. However if you can realize that you have a choice to choose your destination as you wish to be than you change your lane into another destination to arrive. It your choice not choosen for you. You think and you find the right alligned feeling for that thought and you go for the hints to manifest it. All these famous and succesfull people do this emotional technology consciously or unconsciously. Either way carry them to success.
Thoughts accompanied by right matching feelings takes you where you would like to be...

1 Ağustos 2015 Cumartesi

THETA BİLİNÇALTI TEMİZLEME YÖNTEMLERİMDEN BİR ÖRNEK!

Günlük hayatımızda farkında olmadan binlerce olumlu ya da olumsuz bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz. Bu durumdan kaçmanızın imkanı yok. Yıllar içinde dipsiz kuyu olan bilinçaltımız beynimizin sağ lobunu kullanamadığımızdan dolayı bu birikimleri boşaltamıyor. Günlük hayatta tüm bu kargaşaya maruz kalan beynimiz bedenimizi koruma altına almak adına BETA dalgası yayıyor ve bizi sürekli alarm durumunda tutuyor. Gece uyku durumuna geçtiğimizde ise bilinçsiz olarak biraz olsun ALPHA ve THETA düzeyine geçen beyin bizi az da olsa dinlendiriyor. Zaten aksi durumlarda ya fiziksel rahatsızlıklar ya da depresyon ve panik atak gibi ciddi sorunlara yol açabilecek durumlar oluşabiliyor. Bu gibi durumlar oluşmadan bilinçaltına dokunulsa hiç bir sorun kalmaz ancak her zaman bir sorun kalıplaştığında yardım isteniyor.
Şimdi böyle durumlarda karşımdakine sorununu tam olarak anlatmasını ve bu sorundan kurtulduğunda nasıl bir yaşam sürmeyi planlayıp planlamadığını soruyorum. Eğer planlamadıysa bilinçaltı temizliğinden sonra beraberce bu sorununun kalktıktan sonra hayatında ne olmasını istediğiyle ilgili yeni programımızı çalışıyoruz.
Çalışmamıza ilk olarak nefes, özel sayı ve imgeleme tekniği ile beynimizin Alpha ve yavaş yavaş Theta düzeyine geçmesini sağlamayla başlıyoruz. Zihin sakin ve bilinçaltı açık duruma geçtiğinde beynin epifiz bezi aktive olmaya başlar ve bilinçaltı sizi rahatsız eden olay ve kişileri bir bir gözünüzün önüne getirmeye başlar. Burada çok enteresan deneyimler yaşıyoruz. Bazen aklınızın ucuna dahi gelmeyen derinlerde unutulmuş bazı hatıralar canlanmaya başlıyor. Burada benim çok dikkatlice asıl kaydı bulmam gerekiyor. onu bulduğum an kayıttan siliyor ve yerine olmasını dilediğiniz halini kaydediyorum. Öyleki bazen aradan önemsiz gibi görünen detayları sildiğimde asıl büyük sorunlar bir bir yok oluyor. Hem çok zevkli hem de bir o kadar yorucu bir çalışma oluyor.
Zararlı kayıtlar silindiğinde ise bedeniniz sanki tonlarca kilonun altından kalkmış gibi rahatlıyor.
Bazı durumlarda 2. ve 3. seans gerekebiliyor. Buna ilk seanstan sonra beraberce karar veriyoruz.

30 Temmuz 2015 Perşembe

İNSAN İLİŞKİLERİNDE UYUM!

Aldığım birçok e postalarda insan ilişkilerinde büyük uyumsuzluklar dikkatimi çekti. Karşılaştığımız veya uzun süredir beraberliğimizin olduğu insanlarla neden tam bir pürüzsüz uyum sağlanamıyor?
Bu soruya tek ve net bir cevap vereceğim. ÇÜNKÜ HEM KARŞI TARAFIN KENDİ HAKKIMIZDA Kİ DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNE ÇOK ÖNEM VERİYOR HEM DE KARŞI TARAFIN DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNE SAYGI DUYMUYORUZ.
Burada ki PARADOKSU görebiliyor musunuz?
Şimdi eğer karşmızda ki insanın kendi hakkımızdaki duygu ve düşünceleri madem ki bu kadar önemli öyleyse saygı da duyalım. Fakat bu noktada elimizde olmadan ZİHİN ortaya çıkıyor. Hemen olaya müdahale edip bizi kışkırtıyor. Sanki kendimizden azıcık fedakarlık edersek karşı tarafın büyüklüğünde ezileceğiz. Doğduğumuzdan bu yana gerek ailemizden gerekse diğerlerinden aldığımız mesaj şu: Sakın kendinden fedakarlık etme. SEN HAKLISIN. EZDİRME KENDİNİ. Karşımızda kide aynı mesajı, çevremizdekilerde aynı mesajı alıyor ve sonuç şişirilmiş EGO SAVAŞLARI.
Bilinçaltımızda kalıplaşmış olan bu olumsuz zihin bilgileri temzilenip yerine olumluları konmadıkça ilişkilerde ne UYUM, ülkelerde ne HUZUR ne de BARIŞ olur.
Kendimizi hiç kandırmayalım, ne zamanki karşımızdakini kendimizin yansıyan yanı olarak göreceğiz işte o zaman ilişkilerde AHENK ve MÜKEMMELİK, ülke insanlarında MEDENİYET ve tüm dünyada BARIŞ hakim olabilir.

27 Temmuz 2015 Pazartesi

About Tuncay Yeşilpınar!

Tuncay Yeşilpınar was born in İzmir/Türkiye in 1962. After he finished high school education, he went to the United States to study industrial design. He completed the bachelor's degree of art at the University of Long Beach State. At the same time he was doing researches on the personel development areas. He took lots of courses and attended in workshops given by the scientists and best seller authors wellknown globally. He continued his researches through out his youth and now on. He lives in İzmir and an author of two books named MIRACLES OF ALINGMENT and ARE YOU ALIVE? in areas of Personel Development. He also is an editor and columnist of a magazine. He gives courses and workshops in varies cities. He also gives SKYPE sessions as well. He is a master of Theta subconscious reprogramming  and emotional freedom techiques called EFT. http-equiv="content-language"content="am-EN"

24 Temmuz 2015 Cuma

EMOTIONAL WORK OUT!

We used to learn that the mind control plays the most important role for our life goals. However we now know that ıt was not enough for us to achieve them alone. Time has changed as the vibes of our bodies increased. Thought alone is not as strong as we knew ıt was before. we couldn't realize how effective our emotions on our life achievements. Now a days we got awared of power of emotions. we kept using our left side which supports our logical part. This time we got acquinted by our unused  side of the brain called creative part. Now operator changed. The other can not operate anymore. We  can touch unseen part of our existence only by our emotions which should be exersized often to be developed. The more we use them the faster our life switches from one side to the other that we wish it to be. As we work out to strengthen our muscles, we should make rapid emotional change exersizes to be master on them. Switch from bad mood to the good one and do that the other way around so you be the master of your changing life experiences as you wish.
BE THE MASTER OF YOUR LIFE!
FULLFILL YOUR LIFE DREAMS AND WISHES...
USE YOUR EMOTIONS...

19 Temmuz 2015 Pazar

SORUN İLE ÇÖZÜM AYNI DÜZEYDE BULUNAMAZ!

Karşımıza çıkan sorunlar bizim birçok bilmediğimiz yeteneklerimizi ortaya çıkarır. Bu sorunların varlığı bize çözüme kavuşmuş halinin nasıl bir duygu uyandırdığını ve bu çözüm düzeyine geçişin bizim beden enerji düzeyimizi nasıl artırdığını bilinçli ya da bilinçsiz hepimiz farkederiz. Halbuki sorunların bizde uyandırdığı hisler zamanla bizimle beraber kalan kalıcı duygulara dönüştüğü an artık bu durumdan nasıl çıkabileceğimizi düşünür ve kimi zaman içinden çıkılmaz hale geliriz. Bu durum artık bizi fiziksel olarak bile etkilemeye başlar. Hastalıkların çoğu bu gibi durumların ürünüdür. İşte bu noktada dışarıdan bize yol gösterecek ve bize çıkış yoluna ışık tutacak çarelere başvururuz. Çünkü içinde bulunduğumuz düzey bize sadece sorun üzerine sorun getirir. Biz çözüm arayaduralım karşımıza çıkanlar hep benzer sorunlar olacaktır.
Peki bu kısır döngüyü nasıl kırabiliriz?
Tam bu noktada hepimizin bildiği ünlü bilimadamı Einstein'ın sözünü hatırlatayım.
"Karşınıza çıkan sorunları onu yarattığınız düzeyde çözemezsiniz!" Einstein
Öyleyse bu sorunları karşımıza çıkaran düşünce yapımızı değiştirmemiz gerekir. Bu işlem ancak bilinçaltımıza yapacağımız çalışmalar sonucu gerçekleşebiliyor. Orası sonsuz potansiyel olasılıklarımızın bulunduğu bir düzeydir. Orada ne zaman ne de mekan mevcut olmadığından yapılan çalışmalar çok etkili sonuçlar vermektedir.
Ancak bilinçaltımız çeşitli frekans titreşimlerinin iç içe geçtiği bir alandır. Burada istediğimiz olay ve kişilere ulaşarak o his ve duyguları tekrar yaşayıp bize zarar verdiği noktaları bir bir temizleme imkanmız vardır. Çünkü yukarıda söylediğim gibi orada  zaman sınırı yoktur. Tabii ki bu çalışmalar hassasiyetle yapılmalıdır. Çünkü bazen sorun zannettiğimiz olayların altından asıl temel sorunlar çıktığında diğer sorun olarak gördüğümüz her ne ise aslında buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu görüyoruz. Bu sorun olarak ortaya çıkan olayların verdiği hisleri tam tersi olan olumlu hislerle değiştirdiğimizde yaşadığımız olumsuz olaylar da bir bir değişmeye ve bizi rahatsız eden kişilerde bir bir uzaklaşmaya başlıyor.

16 Temmuz 2015 Perşembe

BİLİNCİN DERİNLİĞİNE GİZEMLİ YOLCULUK...

Bence ne uzayın ne de denizlerin dibine yapılan keşifler önemli. Bunlardan çok daha gizemli ve önemli keşifler insanoğlunun bilincinin katmanlarına yapılması gereken keşiflerdir. Asıl aradığımız tüm cevaplar orada ve bizim keşfimizi bekliyor. Yapmış olduğum skype seansları olsun, bire bir çalışma seansları olsun her yaptığımız çalışma seansları bana da yeni yeni bilgiler öğretiyor. Her insan kendi içinde kendine özgü bir yolculuk yapıyor ve ben bu yolculuklara tanıklık yapıyorum. Oralarda aradığımız tüm sorunların çaresini ve tüm soruların cevabını buluyoruz. Bilincin katmanlarında süzülürken tüm sorunlar bir bir bilincimizin derinliklerinden önümüzde ki realitemize dökülüyor ve onları bir bir temizliyoruz. Bu çalışmalar harika sonuçlar veriyor ve ben karşımdaki insana yol gösterip onun kendi gücünün farkına varmasından müthiş bir mutluluk duyuyorum. Çalışma seanslarımız çok zevkli ve heyecanlı geçiyor. Bilincimizin  sonsuzluğu insanı adeta büyülüyor. Çok yakın bir zamanda uyanmaya başlayan yeni insanın bilinç düzeylerinde ki keşif yolculukları onun tüm gücünü kendi ellerinin arasına almasını sağlayacak. Bence insanlığın kurtuluşunda ki tek emin ve güvenli yol bilinç devrimiyle oluşacak...

13 Temmuz 2015 Pazartesi

BİLİNÇALTI TEMİZLİĞİ SEANSI!

Bilinçaltımız tüm sonsuz yaratılışı içinde barındıran tüm boyutlara açılan gizemli bir kapıdır. Hayatımızda karşılaştığımız sorunları çok yüzeysel düşünürüz. Ancak o sorunların temeli o kadar da basit olmuyor. Asıl sorun yapılan seans arasında yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve onun hiç ummadığınız olay ve kişilere bağlı olduğunu keşfettiğinizde tüm sorun domino taşları gibi yıkılıp ortadan kalkıyor. En büyük sıkıntı hayatımızda yaşadığımız sorunların altında ki nedenleri bilmediğimizden kaynaklanıyor. Fakat yapılan titiz bilinçaltı temizliği ve yerine yerleştirilen yeni programlarla tüm yaşamınız sil baştan değişebiliyor. Hemde şaşırtıcı bir hızla!
Sıkıntı ve sorunlar sadece siz istediğiniz sürece oradalar. Elinizde tuttuğunuz bir eşya gibi bırakın düşsünler. Size hizmet etmediği sürece yaşamınız kabusa dönüşmesin...

27 Haziran 2015 Cumartesi

ONE MAGICAL WORD!

Words have very strong effects on our daily life experiences. As our thoughts create words to explain our intentions, these words have various vibrations. They get the matching vibrated experiences to create in our daily life. So we should be very careful to choose words to say. It will come back to us as an our experience. We must pick the right words to speak.
For example when we say the word  "together" a couple of times that means we are acting with the Creator behind us. It is a strong powerfull word we should repeat lots of times.
when you have struggles to get through use this word and wait till it solves your problem. You will see that it will get you through the hassles. Looking for lost objects, use it and find it.
Have fun with this magical word TOGETHER AND SEE HOW FINE IT WORKS... http-equiv="content-language"content="am-EN"

26 Haziran 2015 Cuma

ÇOK ETKİLİ SİHİRLİ BİR KELİME - "BİRLİKTE"

Kelimelerin hayatımızda ki gücü ve etkisi hiç kuşkusuz su götürmez bir gerçek. Ağzımızdan çıkan her kelimenin de farklı titreşime sahip olduğunu hiç duydunuz mu?
Evet düşüncelerimizden akıp gelen kelimeler dilimizin ucundan realitemize çıkarken o realitenin içinde belli frekanslarda kendine uyan deneyimi çeker. işte kelimeler bu derece yaratıcıdır.
Şimdi size çok özel bir kelime vereceğim. Bu kelime aynı zamanda çok yüksek bir titreşime sahip olup YARATAN'la bir olma anlamını içerir.
BİRLİKTE Kelimesini söylediğiniz de O'nunla bir olduğunuzu ifade ediyorsunuz. Mesela günlük ufak tefek problemlerde deneyin. Park yeri arıyorsunuz ve bu kelimeyi en az 21 defa zikredin size hemen bir yer bulunacaktır. Dediğim gibi bu kelimeyi günlük hayatınızın bir parçası yapın mucizeler dünyasına adımınızı atın.

20 Haziran 2015 Cumartesi

BİRLİKTE YARATIM! BİREYSEL SKYPE SEANSINDAN BİR ÖRNEK!

- Yaşamınızda eksik olan nedir?
Bir işim var ve iyi para kazanıyorum fakat huzurum yok. Nedenini bir türlü bulamıyorum.
- Demek ki yaptığınız her ne ise pek memnun değilsiniz!
Yaptığım işi sevdiğimi sanıyorum.
- Bir dakika, sanıyorum dediniz, yani pek emin değilsiniz.
(yarım dakika kadar bir duraklamadan sonra)
Valla bazen seviyorum bazende huzurum kaçıyor.
- Peki öyleyse şimdi iyi bir işiniz var, güzel para kazanıyorsunuz ve çok huzurlusunuz. Hemen şimdi bu hayalinize kavuşmuş hissine sahip olun hemen şimdi.
(yine bir sessizlik ve)
Tamam şimdi huzuru hissedeceğim.
- Şu an huzurlusunuz, bu huzur sürekli sizinle peki sorun ortadan kalktı mı?
(bir dakika kadar sessizlik)
- Mutlu olduğunuzu hissedebiliyor musunuz?
Ya! tam olarak bilemiyorum sanki kendimi değersiz hissediyorum.
( Şimdi huzur olarak çıkan sorun kendini değersiz hissetme haline dönüştü. Bekleyelim bakalım sorunun temeli nereye dayanacak.)
( seans bir süre asıl sorunu bulmaya yönelik sürüyor ve asıl problem ortaya çıkınca ona bağlı tüm sorunlar domino taşı gibi devriliyor.
Gördüğünüz gibi asıl sorunumuz gerçek sorunumuzu bilmediğimizdir. Gerçek problem bilinçaltında saklandığı sürece onu silmemiz mümkün olamıyor. İnsanların %90'ı malesef bilmediği sorunu çözmeye çalışıyor.
İŞTE ASIL SORUN BU!




18 Haziran 2015 Perşembe

5th DIMENSION - MY SECRET SHAMANIC SUBCONSCIOUS REPROGRAMMING TECNIQUES!

I have been doıng one to one subconscıous reprogramming sessions for about 25 years. I know that these sessions take your money and time. We are not special or so called chosen people. However I have been doing searches and practices for many years. Let's say,  I developed myself very intensely.
Now I know which techniques  work better than the other. So I decided to share these techniques as little as for only 10$ with people who are interested in developing their life to the best.
YES YOU CAN USE THESE TECHNIQUES ON YOUR OWN. It may take a little practice and you'll see the results and be amazed by your own power. I am also a writer of personel development books. Unfortunetly not written in English but soon will be.
I gave my IBAN # on my web site. If you decide to change your life to the edge of the best than try it.
When you deposit 10 $ leave your e mail address so I can send you the techniques.
my e mail: yesilpinar24@yahoo.com

tuncay yeşilpınar


17 Haziran 2015 Çarşamba

5. BOYUT BİLİNÇALTI TEKNİKLERİM!

Bireysel olarak yaptığım bilinçaltı temizleme ve yeniden programlama çalışmaları hem maddi açıdan hem de zaman alması bakımından bir çok insanı bu çalışmaları almaktan alıkoymaktadır. Tamamen bunun farkındayım. İnsanların tamamına yakın kısmı gündelik yaşamlarında sürekli bilgi kirliliği bombardımanı altında adeta yaşam savaşı vermektedir. Yaşam gitgide zorlaşmaktadır. Stres altında kalan insan zamanla bedensel hastalıklara maruz kalmaktadır. Tüm bu zorlukları düşünüp daha çok insanı nasıl bu sorunlara karşı dayanıklı ve sağlıklı kılabiliriz diye düşünüp durdum. Sonuç olarak benim uyguladığım bu bilinçaltı tekniklerini herkesin uygulama yeteneğine sahip olduğunuda gözönüne alarak yeni bir çalışma başlattım. Aslında ticari yönünü hiç düşünmedim, fakat evrensel bir takım yasalar vardır. Bu yasalardan  biri de YANSIMA yani VER- AL yasası. Bu yasayı ihlal etmemek için sadece 20 TL gibi bir rakama bireysel seanslarımda uyguladığım özel teknikleri sizlerle paylaşmaya karar verdim. Aslında Bireysel seanslarda bu teknikleri kısmi olarak karşı tarafa aktarıyorum. Kimi teknikleri kendinize saklıyorsunuz. Fakat ben bu çok özel 7 MUCİZEVİ bilinçaltı tekniğini aşağıda verdiğim IBAN hesap numarasına 20 TL yatıranlara belirtmiş oldukları E-POSTA adreslerine gönderiyorum. Tek yapmanız gereken ya hesaba para yatırırken e postanızıda ekleyin ya da aşağıda vermiş olduğum benim e postama bildirin.
İnanın bana yaşamınızda çok büyük farklılıklar göreceksiniz.

IBAN: TR55 0006 4000 0013 4910 3465 01
Tuncay Yeşilpınar
E-POSTA: yesilpinar24@yahoo.com

12 Haziran 2015 Cuma

THETA BİLİNÇALTI PROGRAMLAMA TEKNİKLERİ

Teknikler için talep yoğunluğu olduğundan hesaba para yatırırken posta adresinizi yazdığınızdan emin olunuz. Sonrasında farklı sorularınız olması dışında telefonla arayıp bildirmeniz gerekmiyor. HESABA GEÇEN E POSTA ADRESİNİZİN SIRASINA GÖRE EN GEÇ 24 SAAT İÇİNDE THETA BİLİNÇALTI TEKNİKLERİ ELİNİZE GEÇECEKTİR.
Saygılar
Tuncay Yeşilpınar

3 Haziran 2015 Çarşamba

DUYURU: BİREYSEL SEANSLAR HAKKINDA...

Yukarıda ki çalışmalarımın dışında bireysel seanslarım tabii ki devam ediyor. Ben farklı şehirlerde oturan ve zaman kısıtlılığı olan arkadaşlar için mail yolunu da ekledim. Yoksa İzmir içinde oturanlar için hala BİREYSEL SEANSLARIM VARDIR.

2 Haziran 2015 Salı

GEÇMİŞ KALICI DEĞİL İSTERSENİZ DEĞİŞEBİLİR!!!

Bu başlık size çok saçma gelebilir.
Fakat, evet istenmeyen sizi sürekli rahatsız eden hatıralarınızı değiştirme şansınız var!

Çünkü, zaman algısı sizin bu boyutta kullanmak zorunda olduğunuz değişebilir bir algı kavramıdır. 

Bu çalışma biraz çaba ve azim gerektirir. Geçmiş ve gelecek bir arada bulunurken, ikisinin karışarak oluşturduğu duygu selinde bugünü yaşıyorsunuz. Zaman tamamen Einstein'ın dediği gibi değişken, göreceli bir kavram hatta bir illüzyondur. O düzey içinde yaşadığınız dünyanın yerçekimiyle ilgili bir kavramdır.

31 Mayıs 2015 Pazar

GOOGLE VE FACEBOOK KULLANICILARI...

 DUYURU:
THETA seviyesinde bilinçaltı programlama tekniklerime Google ve Face üzerinden ulaşıp isteyen arkadaşlar;
 Theta tekniklerini sırayla gönderdiğim için elinize geçmesi bazen 1-2 gün sürebilir. Bilginize sunmak istedim.

30 Mayıs 2015 Cumartesi

HİPNOZ - THETA - BİLİNÇALTI PROGRAMLAMA TEKNİKLERİMDEN BİR ÖRNEK...

Merak edilen sorulara en azından küçük bir aydınlatıcı cevap niteliğinde kullandığım tekniklere benzer bir örnek vermek istiyorum.
Bu beynimizi theta beyin dalgası düzeyine çekmek için kullandığım bir sayı tekniğinden sonra gözlerimiz kapalı halde hafif yukarı bakar gibi yapmamız lazım. Gözlerin bu şekilde durmasının
sebebi, zihnimiz gözler böyleyken sakinleşir.
Deneyin bakın herhangi bir şey düşünebilecek misiniz?
Şimdi hayatınızda olan olumsuzluğu gözünüzde canlandırın. Sonra onu iyice hissedin. Beyin theta düzeyindeyken siz bilinçli halinizi korumaya çalıştığınızdan, bilinçaltı sizi uyuyor varsayar. Siz ne emrederseniz o emri yerine getirmek için çalışır. Gelelim olumsuz olan neyse onu hayalinizden atmaya. Yavaş yavaş uzaklaşıp kaybolsun.
Bundan sonraki aşamada o görüntünün yerine olmasını istediğiniz görüntüyü koyun. Şimdi bilinçaltınıza şöyle bir emir gönderebilirsiniz. Ne zaman hayatımda aksilik yaşasam yumruğumu sıktığım an beynim theta düzeyine geçip bana yol göstersin. Bu emir bilinçaltınıza kaydedildiği için gözünüzü açtığınızda bu isteğinizi aynı şekilde yerine getirecektir.
 Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Yalnız şunu sakın unutmayın! Kontrolü kaybederseniz ve istemeyerek olumsuz bir görüntüyü bilinçaltınıza yüklerseniz bilinçaltınız sorgusuz sualsiz onuda kaydeder. Her an kontrol sizde olsun. Onu bir bilgisayar olarak düşünün ve kontrol panelini siz yönetin. Bilinçaltınız sizin kontrolünüzde sizin en iyi dostunuz olabildiği gibi tam tersi durumda sizin en korkunç düşmanınız da olabilir, bunu sakın unutmayın.
Yukarıda verdiğim bu kısa Hipnoz Tekniğini dünyada bir çok terapist kullanmaktadır. Kimi terapistler NLP seanslarında, kimileri THETA seanslarında kullanıyor.
Bilhassa 1995 yıllarında Çin'in Pekin şehrinde bulunan ilaç kullanılmayan hastanesinde binlerce insan bu şekilde tedavi edildi.
 Bu bir asparagas değil. Tamamen gerçek bir haber.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Evet doğru tahmin ettiniz, kapatıldı...
İlaç firmaları devreye girdi ve durun bakalım, insanları uyandırmanın zamanı değil. Dünya ekonomisi tepe taklak gelir, dediler ve hastane Çin hükümeti tarafından apar topar kapatıldı.
Burada verdiğim kısa örnek dünyanın birçok ülkesinde doktorlar tarafından da kullanılmaktadır.
Bu tekniklerin bazılarını  çocuklarımıza sınavlarda hatırlamalarına yardımcı olsun, kimi farklı teknikleri takıntı, tikler ve benzeri rahatsızlıkların kaybolması için veriyorum.Yani  kısacası bilinçaltına yapılan bu yolculuk teknikleriyle başarılmayacak hiç bir şey YOK...

28 Mayıs 2015 Perşembe

OBEZİTE - OBEZİTEYE KARŞI HİPOTALAMUS MEDİTASYONU

Global olarak insanların yaşadığı en büyük bedensel sorunlarından biri hiç şüphesiz KİLO (obezite) sorunudur. Bu kilo alma sorunu bedende tüm organlarda bir komplikasyon başlattığı için insanlar çareyi ilaç veya cerrahi operasyonlarda arar oldular. Bilhassa günümüzün modası haline gelmiş olan mide küçültme ve mideye kelepçe taktırma tam bir çılgınlık.
Bedenimiz belli bir titreşim düzeyinde kendi içsel fonksiyonlarını meydana getirir. Bu titreşim REZONANS dediğimiz belli bir enerji titreşim salınımında gider gelir. Bu salınım  bir yerde enerjinin tolerans sınırı dediğimiz yerdir. Bu titreşim toleransı ne kadar büyük olursa beden olması gereken fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremez. Bu durum da hipotalamus dengesini kaybeder ve beden doyum merkezi tam olarak sağlıklı çalışamaz. Depresyon veya sinir bozuklukları bu duruma mükemmel örnek teşkil eder. İstediğiniz kadar mide kelepçesi taktırın veya midenizi küçültün sonuç yine hüsran olacaktır. Ben aşağı yukarı 35 senedir aynı beden pantolon giyiyorum. Yaptığım meditasyonlar  bedenimin  titreşim frekans salınımını  sürekli en düşük oranda tutuyor. Şimdi size yardımcı olabilecek bir meditasyon veriyorum.
Bu meditasyonu gece uykuya dalmadan ve sabah uyanır uyanmaz yapın.
Şimdi önce zihninizi sakinleştirip bedeni rahatlatma kısmına geçelim.
İlk olarak karından 3 diyafram nefesiyle rahatlayalım.
Gözlerimiz kapalı sadece tek bir kelime üzerine odaklanın. Bu kelime sağlık veya size güzel bir anıyı hatırlatan bir kelime olabilir. Bu odaklanma aşağı yukarı 5 dakika kadar sürsün. Eğer zihniniz oradan kaçarsa  hemen tekrar odaklanın. Zihin yaramaz bir çocuk gibidir ve sürekli sizi sınar. Ancak siz kararlılığınızı gösterirseniz boyun eğecektir. Şimdi beynimizin orta noktasının hemen altında bulunan hipotalamus organına odaklanın. Onun pırıl pırıl beyaz bir ışıkla parıldadığını imgeleyin. Bu parıltıyı kendi kendinize mırıldanın. Hipotalamus'a yediğiniz yiyeceklerin bedeninize sadece yaradığını ve hiç bir şekilde zarar vermediğini beyan edin. Bu mesajı içinizden telepatik olarak verebilirsiniz.
Sonra bedeninizin her yaşının  DNA yapınızda bulunan damgasına odaklanın. Burada bedenin belli bir olgunluk çağı ki 20 yaş civarları alt sınırdır, istediğiniz yaşınızın beden ölçülerine odaklanın. Orada bir süre kalın ve o yaştaki halinizin vermiş olduğu hissi duyumsayın.
Artık ister bu şekilde uykuya dalın ister gözlerinizi açın.
Derin bir içsel yolculuğun vermiş olduğu tatlı bir rehavetle çalışma tamamlanmış oldu.
Biliçaltınız bu emirleri tüm gücüyle yerine getirmek için çalışmaya başlayacaktır.
Her daim sağlıklı kalmanız dileğiyle...

19 Mayıs 2015 Salı

MATEMATİKTE YENİ DÜNYA TEMEL 12 SİSTEMİ!

3.boyut dünya insanının yüzyıllardır matematikte kullandığı temel 10 sistemi değişen zaman ve boyut algısıyla birlikte yavaş yavaş geçerliliğini kaybetmektedir.

 Matematikçilerin bazı durumlarda yaşadıkları sorun tamamen bu sayı sisteminin artık işlemediğinden kaynaklanmaktadır.

Maya medeniyeti matematikte temel 16 sistemini kullanırken Babil medeniyeti de farklı bir sistem kullanıyordu.

Artık değişen dünya düzeninde dairesel zaman döngüsünün farkındalığının giderek arttığı bu zamanlarda matematik sistemi de bu değişime ayak uydurmak zorundadır.

İnsan elinin 2 x 5 parmakla sayabildiği ve sadece 2 ile 5 sayısına bölünebilen ve bazı durumlarda tıkanmalara yol açan temel 10 sayı sistemi çökmüş durumdadır.

12 sayısı ise 2, 3, 4 ve 6 sayısına bölünebilir olduğu için çok daha kullanışlı bir sistemdir. Dünya matematik sisteminde ki günlük yaşamda kullanılan 1 günün 2 x 12 = 24 saatlik dilimden, 1 yıllık sürenin 12 aydan, 1 düzinenin 12 sayıdan oluşmasını göz önüne alırsak Temel 12 sisteminin matematiğin daha derin boyutlarına öncülük edeceğini görürüz.

 Astroloji bile Temel 12 sistemiyle bağlantılıdır. Burçların sayısı 12 dir. Pusula 12' ye bölünebilen 360 derecedir. 1 kadem 12 inç, 1 yard 36 inçten oluşur.

 Dünyanın ekseni etrafındaki dönüş zamanı bile 24 saattir.

İnsan DNA' sı 11 sarmal iplikten 12 sarmal ipliğe dönüşmektedir. İnsan DNA'sındaki 2 biyolojik iplik üzerinde 3 defa tekrar eden 4 kalıp evrensel matematik sistemi olan TEMEL 12 sistemini işaret eder.

Şimdi daha net anlaşılabilir olan bu yeni matematik sayı sistemine yeni dünya insanı  biraz sancılı da olsa çok yakın zamanda geçmek zorundadır.

4 Mayıs 2015 Pazartesi

BİREYSEL BİLİNÇALTI DOLAYISIYLA YAŞAMI DEĞİŞTİRME ÇALIŞMASI

Doğduğumuz andan itibaren bilinçaltımızda biriken yalan yanlış bilgiler yaşadığımız hayatı bize zindan eder. Haayatımıza giren kişi ve olayları kaderimiz zanneder ve ona boyun eğeriz. Bazen bu uykudan uyanmak bir ömür alabilir. Hatta bu yaşam dilimi bile yetmeyebilir.
ARTIK ZAMANI GELDİ!
İstemediğiniz olay ve kişilerin aslında sizin kontrolünüzde olduğunu anlayıp öğrendiğiniz bilinçaltı programlama tekniğiyle kimseye zarar vermeden tüm yaşamınızı sil baştan yönlendirebilirsiniz.
Artık TANRI ÇAĞINDA olduğunuzu idrak edecek boyutların kapısının hiç bakmayı bile akıl edemediğiniz O YERDE olduğunu anlayınca kendi kendinize güleceksiniz.
TÜM BU BİLGİLERE SAHİP OLMAK ELİNİZİN ALTINDA.
BİREYSEL ÇALIŞMALARIM BAŞLADI.
RANDEVU VE SEANSLAR HAKKINDA BİLGİ ALMAK İÇİN AŞAĞIDAKİ TELEFONDAN BANA ULAŞABİLİRSİNİZ.
KİMSE SEÇİLMİŞ İNSAN DEĞİL!
BU BİLGİLER SİZİN EN DOĞAL HAKKINIZ...
533 523 8350

25 Nisan 2015 Cumartesi

DMT RUH MOLEKÜLÜ...

Bugün sizlerle beyinde bulunan ve bilimin asıl işlevinin ne olduğunun yeni yeni farkına vardığı bir salgı bezinin önemini paylaşacağım.
Bu bezelye büyüklüğünde ki organ beynin hemen hemen tam ortasında bulunan EPİFİZ SALGI BEZİ.
Bu bez aynı zamanda salgıldığı dimetiltritamin molekülünden dolayıRUH MOLEKÜLÜ ve RUHUN KAPISI olarak da anılır.
Uzun zamanlardan beri körelmiş ve hiç bir bir fonksiyonu olmadığı sanılan bu salgı bezi aslında insan bedeninin kuantum yani eterik düzeyle olan bağlantısını sağlar. İnsan beninin sezgisel gücü bu bezin salgıladığı DMT miktarıyla düz orantılıdır.
Şimdi gelelim en önemli noktaya!
Nasıl ki insan bedenini  hastalandığında ilaçla tedavisine karşı çıkıyorsam, bu salgının da bazı bilinçsizce paylaşılan uyuşturucu ihtiva eden bitkilerle salgılanması fikrinede son derece karşıyım.

TEKRAR EDİYORUM İÇİNDE  DMT BULUNAN BİTKİLERİN SOLUNUM YOLUYLA ALINIP
EPİFİZ BEZİNİN AKTİVE OLMASI SON DERECE ZARARLIDIR.

Çünkü bu işlem ANCAK ve SADECE ZİHİNSEL BAZI ÇALIŞMALAR SONUCU AKTİVE EDİLMELİDİR.
Bu çok önemlidir!
Zihnin eğitilmesiyle yapılan çalışmalar ÜÇÜNCÜ GÖZ olarak bilinen alnımızın ortasındaki çakrayı aktive eder ki o da bizim kuantum düzeyi ile olan bağımızı sağlar.
DMT molekülü MELATONİN hormonuyla eşzamanlı olarak derin uyku sırasında bilhassa rüya görürken salgılanır ve bedenin titreşimsel düzeyini artırarak eterik düzeye geçişi kolaylaştırır.
Rüyalar alemi aslında kuantum düzeyde gerçekleşir. Orada zaman ve fizik yasaları işlemez. DMT bu alemlere geçiş için salgılanır ve beden moleküllerinin titreşim hızını artırır.
Herkes tarafından bilinen önemli düşünürlerden Descartes bile insanda ruh ve  bedenin birbirine dokunduğu tek noktanın beyindeki epifiz bezi olduğunu söyler.
Bu salgının insan bedeni için bu derece önem taşımasının  henüz yeni yeni bilinmesi ve insan bilincinin genişlemeye başladığı bu dönemlere denk gelmiş olması epey düşündürücü.
Uzun zamandan beri insan bilinci bazı kesimlerce bilinçli olarak köreltildi. Fakat artık bu yeni dönem
titreşim açısından çok yüksek. Bundan dolayı o eski bilinç yapısı yerini yeni bir titreşimsel düzeye bırakıyor.
Yukarıda önemini vurgulamaya çalıştığım bu salgı bezi sadece zihinsel çalışmalar sonucu aktive edilmelidir.
Yalan yanlış bilgilerle ayinlerde kullanılan otlarla falan epifiz bezini aktive etmeye çalışmak beyindeki sağlıklı hücreleri yok etmekten başka bir işe yaramaz.
Tabii ki bu zihinsel çalışmalar sonucu DMT salgılanmasını bilinçli olarak kontrol altına almanın sihirli bir değneğe sahip olmak gibi bir mucizevi işlem olduğunu da vurgulamam gerekir...





18 Nisan 2015 Cumartesi

ŞİMDİ! Tam zamanı...

Sürekli ŞİMDİ zaman dilimi içinde yaşamanın zamanı deyip durduk fakat o bilgi de ara boyut düzeyde DOĞRUYDU. Artık geçiş sürecinde olduğumuz bu düzeyde gerçekliğini yeni bir realiteye bırakmakta.
Peki iyi hoş da GERÇEK nasıl bu kadar çabuk doğruluğunu yitiriyor. GERÇEK sadece içinde bulunduğummuz algı alanında ki düzeyin gerçeğidir.
HER BOYUTUN GERÇEĞİ VE SONUCUNUN DOĞURDUĞU NEDENLERİ FARKLIDIR.
Her titreşim frekansında GERÇEK ve SONUÇLAR o düzeyde ki DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN sonuçlarına göre kendi titreşimine uygun nedenlerini doğurur.
Mesela Nostrodamus yaşadığı realitenin bulunduğu titreşimde kendi kehanetlerinde yanılmadı.  O boyut onun önceden sezdiği tüm sonuçları yaşadı. Fakat biz o boyut içindeki deneyime değil sadece farkındalığına sahibiz. Dolayısıyla onun her öngördüğü sonucu yaşamamız gerekmedi. Çünkü o bilginin farkındaydık.
Öyleyse şimdi ki boyutun DOĞRUSU ne?
Doğru sonuç his ve duygularımıza uyan titreşime göre sürekli kaygan bir zeminde hareket eder gibi değişmektedir.
Bulunduğumuz  frekansın içinde ŞİMDİ'yi deneyimleyemeyiz. Algı alanımız ve bilincimiz genişledikçe ŞİMDİ'nin ötesine  geçeriz.
 Yani sadece VAROLUŞU yaşarız.
Diğer bir ifadeyle, bizim AN içinde yaşadığımızı sandığımız olay ve kişiler onları algıladığımız ŞİMDİ zamanından önce vardırlar.
Biz olmuş olanın farkındalığını yaşamaya başladığımız an tüm olayların sonucunun bizim seçimimizle oluştuğunu anlamaya başlarız.
Biz kader kurbanı rolünden geleceğini kendi kontrolüne alan rolüne geçeriz.
GEÇMİŞ HATIRALARIMIZ, ŞU AN DENEYİMLEDİKLERİMİZ VE DENEYİMLEYECEKLERİMİZ AN'DAN ÖNCE OLUŞMUŞTUR.
Biz olasılık olarak bekleyen olmuş olanı seçip yaşıyoruz.
Tüm yaşayacaklarımız zaten yaşanmış ve bizim algımıza göre yaşanacak olup bizim bir sonra atacağımız adıma göre şekilleniyor.
İşte GELECEK kadar GEÇMİŞİ DE değiştirme şansına sahibiz...

12 Mart 2015 Perşembe

REALİTE BÜKÜLEBİLİR Mİ?

Bunca yıldır üzerinde çalıştığım kuantum fiziği algı alanımın içine girdiğinden bugüne benim için sonsuz bir yolculuğun kapıları ardına kadar  açıldı.

Öyle ki, bilinçaltımın derinliğinin dış dünyada kullandığım ve tüm yaşamımızı yöneten Beta bilincimizden kat be kat daha etkili olduğunu görüp onu daha fazla kullanmaya başladıkça, dış realitemin an be an değiştiğini görmek çok ama çok heyecan verici.

23 Ocak 2015 Cuma

ASTIM - MİGREN - KISIR DÖNGÜ

Beden meridyen ve çakralarında sıkışıp kalmış olan enerji birikimlerini yaptığımız bireysel çalışmayla tamamen dengeleyip bedene yansıyan belirtileri ortadan kaldırıyoruz. Bu çalışma için
RANDEVU günlük 3 kişi ile sınırlıdır.
533 523 8350

19 Ocak 2015 Pazartesi

ÜÇÜNCÜ GÖZ VE EPİFİZ BEZİ!!!

Sevgili arkadaşlar 21 aralık çarşamba günü beyindeki gizemli EPİFİZ BEZİ ile DNA AKTİVASYON çalışmamız vardır. Bu çalışma bireysel yapılacaktır. Bu çalışma sonucunda gizli ve etkisiz kalmış olan epifiz salgı bezinizin aslında bedeninize  nasıl bir etki yarattığını keşfedecek ve tüm hücre, DNA ve kromozomlarınız aktive edilecektir. Bunun sonucunda nasıl bir deneyim yaşamaya başlayacağınızı kendinizin şahit olmanızı istiyorum.
RANDEVU: 533 523 8350

14 Ocak 2015 Çarşamba

ALTERNATİF TIB VEYA ENERJİ TIBBI NEDİR?

Bireysel seanslarıma gelen arkadaşların çoğunda gözlemlediğim endişe ve şüpheleri gidermek adına bu çalışmaların nasıl sonuç verdiğini daha açık ve net bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle modern tıb ile enerji tıbbı birbirinden ayrılan değil, birbirinden ayrılmaz iki parçadır.
Bunu sakın aklınızdan çıkarmayın!

Birde sakın ola ki almakta olduğunuz herhangi bir ilaç veya  tıbbi müdahale varsa
KESİNLİKLE bırakmayınız.

Benim çalışmalarım bu modern tıbbı güçlü bir şekilde destekleyen ek bir yoldur. Bu çalışmaların YAN ETKİSİ veya MODERN TIBBI engelleyici hiç bir tarafı YOKTUR. Tamamen beden direncinizi güçlendirici bir etkisi vardır. Bu hissi zaten seanslara katılan arkadaşlar söylemektedir. Moralleri bir anda %100 artmakta ve hayata bakış açıları olumlu yönde değişerek iyileşme yolunda bir anda hız kazanmaktadırlar.
Her canlı veya cansız ne varsa enerjiden meydana geldiğini şüphesiz kimse inkar edemeyeceğine göre yaptığım BEDEN ENERJİ MERİDYENLERİNDEKİ TIKANMIŞ VE DENGESİ BOZULMUŞ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜ sağlamamla beden rahatsız olduğu her neyse o dengesizliği gidermeye başlıyor. Tüm olan biten bedenin enerji bedenle bir olduğunu tekrar anımsamasıdır. Dünyanın bir çok ülkesinde özellikle uzak doğu ülkelerinde yüzyıllardır kullanılan bedenin akupunktur noktalarına yapılan iğneli dokunuşlar yerine yeni versiyonunda parmak uçları kullanılarak yapılıyor. Bu metot Amerika'da birçok tıb doktorları tarafından bile uygulanmaktadır. BUNA EK OLARAK BEYNİMİZİN SAĞ LOBUNU KULLANMAYI ÖĞRENEREK DE BU ENERJİ NOKTALARINDA Kİ DENGELENME ÇOK HIZLI BİR SONUÇ VERMEKTEDİR.
Zannedersem yaptığım çalışmalara bir nebze de olsa açıklık getirmişimdir. Önemli nokta süreklilik ve pratiktir.