16 Ocak 2016 Cumartesi

THETA MEDİTASYONU BEYNİMİZİ GENÇLEŞTİRİYOR!!!

Yapılan bilimsel deneylerin sonucu, meditasyon evresinde beynimiz Theta düzeyinde dalga yaymaya başladığında, omuriliğin iç ve beynin dış kısmında bulunan GRİ MADDE oranı ARTIYOR. Bunu ben söylemiyorum. BU TAMAMEN DENEKLER ÜZERİNDE İSPATLANARAK SONUÇLARDAN ALINMIŞ BİR VERİDİR. Beynin her iki lobu üzerinde korteks olarak bilinen gri hücreler vardır ve bunlarda nöronlardan oluşmuştur. Bu kısım mesajların kaynağı  olup, aynı zamanda bünyesinde sinir hücre gövdelerini barındırır. Bu maddenin eksikliğinde ise kas kontrolü, algılarımızda zayıflama ki görme ve duyma gibi önemli bozukluklara kadar gidebilir.  Bu madde öyle önemlidir ki hafızayı, duyguları, konuşmayı ve karar verebilme muhakemesini etkiler.
Bire bir THETA SEANS çalışmalarında, beyindeki bu gri madde oranı arttığından seans sonrası görme, duyma duyularımız keskinleşir ve hatta cümle kurma yetilerimiz bile artmaya başlar. Zihnimiz sakinleşmiş ve iç huzurumuz öyle yükselmiştir ki sanki tüm yaşamımız sorunlardan arınmış, tam bir mutluluğa dönüşmüştür. Sonrasında oluşmaya başlayan yeni başlangıçlar da artık yaşamınızda hiç beklemediğiniz yeni kapıların açılmasıyla tam bir mucizeler şölenine dönüşecektir.

14 Ocak 2016 Perşembe

BEDENİMİZİN TİTREŞİM FREKANSI NE DEMEK?

Sürekli enerjinin titreşimlerinden bahsedip duruyoruz da, acaba tam olarak neden bahsediyoruz?
Fiziksel bedenimiz, bilindiği üzere aslında tamamen bir enerji frekansından oluşuyor. Maddenin %99.999' u boşluktan ibaret olduğu bilimsel bir veri olduğuna göre, bu enerjinin titreşimi nasıl ölçülüyor?
Öncelikle bedenimizin  merkezi sinir sistemi içinde birbirlerine bilgi taşıyan 100 milyarın üzerinde nöronlar yani sinir hücreleri bulunuyor. Nöronlar nucleus ve genleri içinde bulunduruyor. Bu nöronların enerjiyi açığa çıkarmasıyla ardından dinlenmeye geçmesi arasındaki devir ise o nöronun titreştiği frekanstır.
Şimdi, bu noktada çok önemli bir ayrıntıyı vurgulamak istiyorum!
Bu merkezi sinir sisteminde bulunan nöronların saniyedeki devir döngülerinin sayısı beyin dalgalarını belirler. Bu devir sayısı diğer 100 trilyon kadar sayıları bulunan beden  HÜCRE'lerine oranla ne kadar yavaş titreşirse beyin dalgaları Beta'dan Alpha ve sırasıyla THETA, DELTA ve bilinçdışına çıkan GAMMA dalga boyuna geçer. Bununla beraber zihin sakinleşip beden stresini büyük oranda azaltır ve buna bağlı olarak beden hücrelerimizin titreşimi artar. Diğer bir deyişle açığa saldıkları enerji ile dinlenme moduna geçiş süreleri azalır ve beden  frekansı yükselir.
Özetlemek gerekirse beyin dalgalarımızı oluşturan sinir hücrelerinin titreşimi yavaşladığında buna ters orantılı olarak beden hücrelerinin titreşimi artar.
İşte bu yüzden beynimizi bilinçli olarak THETA dalga boyunda kullanabilmek çok ama çok önemli!
Bu yetiye sahip  olmak sanki  sihirli bir değneği ele geçirmek kadar önemlidir. Dünyada keşfedilmiş en müthiş ve en etkili silaha sahip olmak kadar güven verici bir duygu bu olsa gerek...

10 Ocak 2016 Pazar

ENERJİ TIBBI İLE MODERN TIB YAPIŞIK İKİZ KARDEŞTİR!

Uzun yıllardan beri  yaptığım araştırma ve çalışmalarımda modern tıp ile enerji tıbbının ayrılmaz bir ikili ve de birbirini tamamlayan bir bütün bulmacanın parçaları olduğunu keşfettim. Modern tıp olarak uygulanan tedavilerin bizim bilinçaltımızda kayıt altına alınmış olan bilgilerin birer dışa aktarımı olduğunu gördükçe, bu dışa aktarımın kontrolünün de elimizde olduğunu farkettikçe daha derinlere inip araştırma ve çalışma yapma heyecanına kapılıyorum. Modern tıp dediğimiz günümüzün tıb teknolojisi ilerliyor ancak burada bir parçanın eksik olduğunu farkediyorum. Çünkü temel sorunların birikmiş olduğu bilinçaltı teknolojisine derinlemesine bakmadan dışa aktarım olan tıb teknolojimiz bir yerde tıkanıyor. Uygulanan ilaç tedavilerinin yan etkileri tedavilerin asıl faydasını nötrleştiriyor. Burada insanlığın geleceğini düşündüğümüzde bu bilinçaltı teknolojisinin gelişimi sadece tıb doktorlarımızı değil tüm insanlığı ilgilendiriyor. Dünyaca ünlü Türk doktorlarından Mehmet Öz Amerika'da çıktığı bir televizyon programında aynen şöyle bir iddiada bulunuyor. " Geleceğin en önemli tıp sektöründeki ilerleme enerji tıbbı olarak görülecektir." Dr Mehmet Öz
Evet, enerji tıbbı insanlık tarihinin en büyük tıp keşiflerinden biridir. Gerçi uzak doğu tıbbı çok uzun yıllardan beri duygu teknolojisini kullanmaktadır. Bundan böyle batı tıbbı da sadece sinema perdesindeki görüntüye müdahale etmekle sorunları temizleyemeyecek noktaya geldiğini anladı. Dışa aktarılan görüntü o an için perdeden temizlense de er ya da geç aynı görüntünün  tekrar perdeye yansıdığını hastalığın nüksetmesi olarak algılamaya başladı. Batılı doktorların bir çoğu asıl müdahalenin görüntü perdeye inmeden ana projektörden temizlenmesi gerektiğine inanan sayısız çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalarla hem doktorun hem de hastanın beraberce koordine biçimde duygularını sonuç- neden çalışmasıyla, ileri derecede ortak inanç titreşim frekansında birleştirmeleri sonucu ŞİFA'nın gerçekleştiğine tanık oluyorlar. Bu ŞİFA anlık bir rezonansın dışa aktarımı olarak ortaya çıkıyor. Burada olan kuantum dediğimiz sonsuz potansiyel olasılıklar düzeyinde sürekli sonuç ve onun doğurduğu nedenler üzerine bilinçli bir uyumlanma meselesidir. O frekansa uyumlanma sonucu gerçekleşen anın getirdiği geçmiş hatıralara sahip olma durumu oluşur. Yani deyim yerindeyse geçmişin değişimi de söz konusudur. Algı alanımız dışında var olan görünmez düzey ile
ilgili açıklamalarımda kelimelerin kifayetsiz kalmasından dolayı bazen anlatmak istediğimi tam
olarak satırlara dökemiyorum. Ancak okuduklarınızı mantık filtresinden geçirmeden algı alanınızın dışında ve hücrelerinize nüfuz etmiş klişe bilgilerin etkisinden uzak, beyninizin nadir olarak bilinç dışında kullandığınız sağ yaratıcı lobunu aktive edecek bir imgeleme ile anlamaya çalışmanızı naçinaze olarak tavsiye ederim.

















4 Ocak 2016 Pazartesi

THETA BİLİNÇALTI TEMİZLEME SEANSI!!!

Bana gelen mesajlarda, sorunlarından kurtulamayan bir çok insan internetten olsun, kulaktan duyma olsun sözde enerji uzmanlarından yüksek ücretlerle seanslar almalarına rağmen hala aynı sorunlarla boğuştuklarını ve benim onlara nasıl yardım edebileceğimi soruyorlar. Beni arayan kişiler bu uzman geçinen insanların  benim uyguladığım teknikler adı altında bir takım transa geçerek bilinçaltı temizliği yaptıklarını ve bu işlemde karşı tarafın hiç bir duygu hissetmeden sorunun çözüldüğünü iddia ettiklerini söylüyorlar. Tabii ki Kişisel Gelişim sektöründe çok değerli üstadlarımız bulunuyor. Dünyada ve Türkiye'de, doğasında bu yetiye sahip bir çok üstadlara saygılarımı sunuyorum. Sözüm meclisten  dışarı, her sektörde olduğu gibi bu sektörde de çürük elmalar çok. Bu çok doğal ve kaçınılmaz. Bu gibi insanlar benim  yaymaya çalştığm ışığı bir nebze de olsa engelliyor. Fakat en azından, yaptığım işi doğru ve yerinde yaptığımdan eminim.
Bir kere,  kişinin tam olarak sorununun direkt üzerine gitmektense önce Theta düzeyinde bir bilinçaltı taraması,  diğer bir deyişle insanın blueprint' ini inceliyorum. İnsanı hem fiziksel hem de ruhsal varlık olarak değerlendirip sadece bilinçaltı değil şu an içinde bulunduğu fiziki gerçeklikte de bilinç düzeyinde çalışma yapıyorum. Önce beynin matematik yani mantıksal lobu üzerinde görsel, kinestetik ve işitsel bir sorun temizlik çalışmasından sonra beynin sağ lobu yani yaratıcı kısmına hücresel ve dna düzeyinde yeni bir görsel, kinestetik ve işitsel kayıt yapıyorum. Bu çalşma sürecinde kişi kesinlikle işin içinde olmalı. Yani yaptığım çalışmayı bire bir hücresel düzeyde hissetmeli. O his değişimini bilinçaltına iyice tanıttıktan sonra fiziksel dünyada değişimler başgösterir. Bu Theta bilinçaltı  çalışma süreci bu şekilde devam eder. Kısacası, bu  süreçte ben ve karşı taraf beraberce sorunu çözeriz.
Bu yazımda bu çalışmanın ciddiyetini dile getirmek istedim ki insanlar çaresizlik içinde oraya buraya inanarak bu çalışmalardan şüphe duymasın.
Keşke her insan aynı derecede ruhsal uyanışa erişsede bu çalışmaları kendi başlarına yapabilseler!!!

SU RİTÜELİ! I Tuncay YEŞİLPINAR