Çünkü bana gelen soruların en başında birçok bilinçaltı terapisi alan kişilerin hayatlarında bekledikleri kadar bir düzelme olmadığından yakınmaları gelmektedir.
Bu konuya değinip aklı karışık olanlara biraz yardımcı olmak istiyorum.
Öncelikle, hangi bilinçaltı terapisini veya enerji çalışmasını almış olursanız olun sorunlardan kesin kurtulacağınıza kalpten inanmanız gerekir. Bu durumda seans almaya karar veren kişi yaşamını dönüştürmeye karar vermiş sayılır. Seans sonucundan en küçük bir şüphe dahi duyması istenemez.
Her bilinçaltı terapi ve enerji çalışmalarının kendine öz bir etkisi vardır.
Ben burada benim uyguladığım ve üzerinde çalışmalar yaptığım 15 Theta Bilinçaltı tekniklerine açıklık getirmek istiyorum.
Bu 15 kadar teknik dünyada uygulanan bilinçaltı tekniklerinden harmanlanmış ve benim uzun yıllar üzerinde çalışarak en etkili olanlardan seçtiğim ve üzerine kendi çalışmalarımı da ekleyerek geliştirilmiş Theta frekansında geçmiş ve geleceğimiz üzerinde oluşan engellerden tamamen kurtulma teknikleridir. Bunun yanında, beyin sinir hücrelerinin yıpranmasını yavaşlatır, beyin korteks yapısını sağlıklı tutar, kan hücrelerini düzenler, bedenin tüm organlarına daha fazla oksijen gitmesine dolayısıyla beden titreşimini artırarak bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.
Şimdi gelelim ruhsal blokaj sorununa!
Herkesin kendi zaman algısı vardır.
Geçmiş ve gelecek birbirinden zıt yönde olması gerekirken olumsuz bilgi kayıtlarından kısır döngüye girmiş kişilerin zaman algısı birbirine girer. Kimisi geçmiş ile geleceği yan yana ya da geçmişi geleceğin önünde algılar. Bu zaman algı düzensizliği kesinlikle düzene sokulmalıdır. Aksi taktirde geçmiş anılar, kişinin gelecek planlarını bloke eder. Kişi geleceği net olarak göremediğinden ne yaparsa yapsın sürekli geçmişte yaşar. Bırakın yol almayı, sürekli ya yerinde sayar ya da geçmişe takılır ve bocalayıp durur
Kişinin oluşturabileceği en güçlü motivasyon dıştan değil, içten gelen acı verici histir. Kişi kendini nerede görmek istediği ile şu an nerede olduğunu görmek arasında çok acı çeker. İşte, bu acı yeterince derinleşirse artık değişimin eşiğine gelinmiştir. Seans ön hazırlığı bitmiş ve kişi artık değişimin itici gücüne kendini bırakmıştır.
Kişi yaşamak istediği standartları ile içinde bulunduğu davranışlarını ve yaşamak zorunda olduğuna inandığı yaşamı imgelemeye başladığında, artık değişim baskısı dışarıdan değil içeriden gelmeye başlar. Bu olmak istediği ile olduğu halin arasında ki tutarsızlığı kişiye gösterildiğinde, içten gelen bu baskıya dayanamaz.
İnsanların değişememelerinin en büyük sebebi, değişmek istemenin şu anki hallerinden daha zor ve acı vereceğine inanmalarından ileri gelir.
Bu inanç direnci, Theta düzeyinde bu tekniklerle his ve duygu değişim döngüsüyle kırılır ve değişmenin vereceği mutluluk hissi tanınmaya başlar.
Değişmenin neye malolacağı değil, değişememenin nelere malolacağı net ve kesin bir şekilde görülmelidir. Kişinin değişmek istediği durumun kendisine maddi ve manevi neler kaybettirdiği anlatılır ve değişimin kendisine neler kazandıracağı imgeleme çalışması ve duygu yüklemesiyle bilinçaltına tanıtılır. Kişi değişimin öncesini ve sonrasını kıyaslar, bilinçaltına olması istenilen yeni kimlik beraberce kaydedilir. Kurban rolünde olan kişi değişimin sevdiklerine olan etkisini görmeye ve duygusal düzeyde yeni halinin verdiği o mutluluk hissine bağımlı olmaya başlar. Bilinçaltı bu duyguyu tattığı an, artık o duyguya uyan her ne olay ve kişiler varsa onları bulup yaşamının önüne çıkarmak için son gücüyle çalışır.
Seans sonrası ruhsal olarak müthiş bir rahatlık hissedilir.
Kişi, önce içinde bulunduğu değişimi algılamakta zorlanır. 24 saatlik bir kuluçka dönemi olur ve bu yeni his ve duygulara adapte olmaya çalışır. Hücre ve DNA kayıtlarına geçen yeni yaşam bilgileri eterik tabakaya ulaşır ve aradaki bu geçitten yeni enerji uyumu başlar.
Yeni frekans uyumu oluşup fiziksel dünyada forma bürünmeye yani farkındalığımızdan deneyimlerimize akmaya başlayarak yeni ve istediğimiz yönde oluşan yeni ve farklı yaşam deneyimlerimiz haline gelmeye başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder