2 Mayıs 2017 Salı

Yaratımı Tamamlayan Güçlü Nokta...(Bölüm 3)

Nihayet geldik inşa etmek istediğimiz yaşamımızın aşamasındaki 3 detayına.
Bu aşamada bilinçli zihnimizin bilinç dışı zihnimizle olan uyumunu bir adım daha ileriye taşıyacağız.

Küçük bir hatırlatmadan sonra bu adıma başlayalım.




Hatırlarsanız zihnimizin tanık olduğu günlük deneyimlerimizden önce yapacağımız eylemi imgeleyerek bilinç dışı zihnimiz de canlandırıyorduk.
Ardından bilinçli olarak o eylemi deneyimliyorduk.
Bu kez bu adımın üzerine bilinçli olarak imgelemediğimiz farklı bir eylem daha yapalım.
Mesela, sabah uyanıp yüzümüzü yıkadığımızı bire bir hissederek imgelediysek, bu imgenin dışında dişlerimizi fırçalayalım.
Ardından, dişlerimizi fırçalarken oluşan hisleri iyice imgeleyelim.

Yani bu kez İmgeleme - Eylemİmgeleme yapmış olduk.

Bunu yapmamızın sebebi bilinçaltımızın önce imgeleme yapması gerektiği şartlanmasını kırmak içindi.
Birini diğerinden üstün kılmamalıyız.
İkisi de bu yaratımın içinde eşit olduğunu bilmeli.

Aksi taktirde, bilinçaltımızın yaratım gücünün kontrolümüzün dışına çıkabileceği hissine kapılırız ki bu durum bazı mental bozukluklarında baş gösterir.

Artık bilinçli zihnimiz ve bilinçaltımız karşılıklı bir uyum ortaklığı içine girmiş oldu.

İmgeleme yaptığımız her ne ise zihnimiz onu gerçek olarak algılama şartlanmasına girmiş, bilinçaltımız da zihnimizin çatışma çıkarma endişe engelini kırmış oldu.

Bu Zihin-Beden-Ruh koalisyonunun kurulduğu andır.

Bu uyumun gitgide güçlendiğini düşündüğümüzde ise artık kısıtlama koyduğumuz tüm hayallerimizin yavaş yavaş gerçekleşme ihtimalinin de yükseldiği inancını almaya başlarız.

Böylelikle, keskinleşen inanç ile imgeleme sonucu gelen eylemlerin çok daha hissedilir bir şekilde arttığına tanık olmaya başlayacağız.



2 yorum:

  1. Merhaba çok önemsenmesi gereken bu teknikleri emek verip yayına aldığınız için size çok teşekkür ediyorum,biliyorum bu ülke standartlarında bu yayınlar bir kadın resmi kadar beğeni paylaşım almayacak ama burada kaybeden zaten bellidir,kendi yaşamını özümsememiş gurh haline gelmiş topluluklar zaten çevre duyarlılıklarınıda yitirdikleri için kendileriyle ilgili kişisel gelişimlere açık olmaları mümkün değil,arada farkındalık yaşayanlar içinse zaten bu dünya takıntıları asla olmaz,saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haşmet Bey Merhaba,
      Bu değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.

      Sil

TAM BİR UYUM! I Tuncay YEŞİLPINAR