1 Mayıs 2017 Pazartesi

Zihni Öldürerek Yaratımı Durduruyoruz!!! Bilmemiz İstenmeyen Bir Püf Noktası...(Bölüm2)

Bir önceki yazımda zihin ile bilinçdışı zihnin ortaklığının önemini vurgulamıştım.

Öncelikle bilinçaltı  arşiv depomuzu bize hizmet etmeyen bilgilerden kesinlikle arındırmamız gerekir.
Ardından bunun üzerine tüm hayallerimizi inşa etmek kalıyor.
Tabii ki bu inşa eyleminin de bir sağlam temel üzerine oturması gerekecek.



Bilinçli zihni jokey olarak düşünürsek bilinçaltımızı da at olarak simgeleyelim.

Zihin ne kadar iyi bir binici olsa dahi, eğer atımız çok inatçı ve vahşi olursa binicimizin güvenli bir yol alarak hedefine varması çok zor gözüken bir ihtimaldir.

Bu durumda hem jokeyin atı iyi bilmesi hem de atın jokeye güvenmesi şarttır, değil mi?

Öyleyse, her birimizin kendi jokeyini atı ile barıştırmalı ve birbirlerine olan güven duygusunu adım adım oluşturmalı.

Haydi, beraberce bu ahengi yaratalım.

Hayatımızı dönüştürmek için zihnimizi devreden çıkarmamız gerekmiyor.

Tam aksi, isteklerimizin gerçekleşmesi için ona ihtiyacımız var.

Günün belli zaman dilimlerinde planlı yaptığımız eylemler vardır.

Mesela sabahları yüzümüzü yıkamak ve ve dişlerimizi fırçalamak gibi.

Bu eylemi yapmadan önce gözlerimizi kapatalım ve yüzümüzü yıkadığımızı ve ardından dişlerimizi fırçaladığımızı net bir şekilde imgeleyelim.

Ardından eylemimizi gerçekleştirelim.

Böylelikle bilinçaltımıza ve zihnimize hayallerimizi gerçekleştirebildiğimiz mesajını vermiş olduk.

Zihin devreden çekilmedi ve bilinçaltımızda hayalimizi gerçekleştirebildiğimizi algıladı.
Bu durumda zihin ve bilinçaltı beraberce ortak bir çalışmanın sonucunu almış oldu.

Bu çalışmayı farklı eylemler için 21 gün boyunca günün herhangi bir zamanında istediğimiz kadar pratik yapalım ve ne kadar fazla alıştırma yaparsak o kadar hızlı yol alırız.

Tüm bu alıştırmanın tek amacı, bilinçaltımıza gönderdiğimiz mesajlarımızın gerçekleşmesine zihnimizin tanık olması ve dolayısıyla arada bir çatışma yaşanmamasıdır.

Hiç spor yapmamış birine 100kg'lık bir ağırlığı kaldırmasını istesek ve ona nasıl kaldıracağını göstersek bile küçük ağırlıklarla adım adım güçlenmeden o ağırlığı kaldırması imkansızdır, değil mi?

Bilinçaltımızın en yüksek potansiyeline ulaşabilmemiz için küçük adımlarla bu inancımızı kesinleştirmeden büyük hayallerimizi gerçekleştiremeyiz.

Bu durumda küçük adımlar dahilinde büyük hayallerimize adım adım yaklaşmak zorundayız.

Sonunda, bize imkansız görünen hayallerimize zihnimizde tüm gücüyle destek olacaktır.

İşte, her birimizn içsel dönüşümünün en kesin yolu bu çalışmalarımız olacak ve hedefimize güvenle ulaşmış olacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder