29 Temmuz 2016 Cuma

Geçmişi Nasıl Değiştiririz?

Başlığa baktığınızda, bu kadar da uçma dediğinizi duyar gibiyim.

Evet, geçmiş zamanı d e ğ i ş t i r e b i l i r i z!

Şimdi öncelikle ZAMAN nedir, ona bir bakalım.
Zaman Einstein'ın da söylemiş olduğuna göre değişken bir kavramdır. İçinde olduğumuz bir cismin hızına göre ters orantılıdır. Yani hız arttıkça o cismin içindeki zaman yavaşlar. Demek ki, zaman sabit bir kavram değildir, değil mi?

26 Temmuz 2016 Salı

From Individual Meditation to The Mass Conversion

One human can change the whole world.
Yes, indeed!
But, how?
We create our world by our thoughts, no matter how harmful they could be.
We could only change that result of our uncontrollable thoughts by using our emotions.

Recently, one million Budhist children in Thailand, meditated together for world peace.

Can you imagine how effective would it be for our reality?

24 Temmuz 2016 Pazar

Yaşam Nedir?


İnsanoğlu varoluş farkındalığından itibaren kendi ve yaşadığı evrenin  nasıl oluştuğunu sorgulamaya başlamıştır.
Tüm evrensel oluşuma o anda ki  sahip olduğu düşünce ve bilinç yapısıyla diğer bir ifadeyle MİKRO BAKIŞ AÇISIYLA değerlendirme yaparak bazı açıklamalar getirmeye çalışmıştır.

Dünya tarihinde ki kimi filozoflar TEİST yaklaşım göstererek evrenin bir GÜÇ tarafından yaratıldığını, kimisi ATEİST yaklaşımla tüm varoluşun bir tesadüf sonucu ve kimisi de insanlığın belli bir evrimleşme süreciyle bugüne geldiğini söyleyerek, etkisi altında kaldığı düşünce ve inanç kalıpları doğrultusunda fikirlerini savunmuştur.

Peki, eğer biz bir BÜTÜN ENERJİNİN kendini bireysel olarak ifade eden ve aynı titreşim frekansında kütle kazanmış parçalarıysak, nasıl olur da bu mikro bakış açısıyla kendi yaradılışımıza bir açıklık getirmeye çalışırız?

Biz GÖZLEMLEYEN bir BÜTÜNDEN ayrılıp GÖZLEMLENEN bireylere dönüştük.

 İşte ADEMOĞLU’NUN CENNETTEN KOVULUŞ hikayesi böyle başladı.

23 Temmuz 2016 Cumartesi

Kişisel Meditasyondan Kitlesel Dönüşüme

Yaşadığımız şu zor günler, karışık ve düşük titreşime sahip bir enerji yumağında olduğumuzun mükemmel bir göstergesidir.

Burada çok kritik bir noktaya değinmek istiyorum!

Eğer, bu seviyede ki manyetik alandan kendimizi kurtaramazsak, bu alan beslenir, daha da güçlenir ve devamında forma dönüşen deneyimlerimiz artar.
Sürekli o düşük titreşime sahip deneyimleri konuşup üzerinde yoğunlaştıkça o alana sahip enerji girdabı büyür ve karşımıza çıkacak olan olay ve kişilerde aynı alan frekansına sahip olduklarından, yaşam tam bir kaosa dönüşür.

Peki, bu alandan kendimizi nasıl çekeriz?

Bu alanı zayıflatıp, kendimizi nasıl ayrıştırırız?

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Strese Karşı Nefes Teknikleri

Stresin bedenimize olan zararını herkes bilir. Tüm beden dengesizliklerinin kaynağının stres olduğunu bilmeyen yoktur.

Peki, bu illetten nasıl korunuruz?

Evet, her sorunun bir çözümü olduğuna göre, stresi önlemenin de bir çözümü yok değil.

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Bize Neler Oluyor???

 Evet, bu zamanlarda herkes kendi kendine bu soruyu soruyor.
Bana neler oluyor da içimde anlam veremediğim bir sıkıntı oluşuyor. Yaşadığım zorlukların ardı arkası kesilmiyor. Adeta bir zorluk bitiyor diğer bir sorun başlıyor. Eskiden olduğum gibi ne sabır ne de tolerans gösterebiliyorum. Zaman sanki avuçlarımın içinden akıp gidiyor. Hiç bir işimi zamanında bitiremiyorum. Bedenimde  kelimelerle ifade edemediğim bir rahatsızlık hissi var. Tahmin ediyorum ki bir çoğunuz bu tür garip duygular içindesiniz.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum!

 Sizin içinde bulunduğunuz asıl yerel realite deneyimlerinize yansıyamıyor. Siz bir şekilde bölünmüş bir realite içinde bulunuyorsunuz. Çünkü, deneyiminizde olan realite ile farkındalığınıza girmekte olan realite aynı değil.

 Bu değişikliğe UYUM göstermek zorundasınız.

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Kozmik Şaka



Zamanın başlangıcından ve organik yaşam formlarından bugüne geçmiş olarak algıladığımız yaşam hatıralarımızın ve de atalarımızın yaşamış oldukları tüm deneyimlerin etkisi ile bizlerin şimdi ki duygu, düşünce ve inanç sistemi oluşmuştur. Öyle ki, bu bilgiler bizim hücre ve DNA’larımız da mevcuttur ve dolayısıyla, şimdi ki yaşam deneyimlerimiz de içinde bulunduğumuz bu BİLİNÇ YAPISINA göre şekillenmektedir.

Dünyamız her 26.000 yılda bir yeni bir döngüye giriyor. Bu güne kadar geçen sürede  21/12/2012 tarihinden itibaren altıncı YENİ DÜNYA ÇAĞI  dönemi başladı. Ben bu yeni döneme KRİSTAL ÇAĞ DÖNEMİ diyorum. Bu defa bizler daha şanslıyız. Çünkü,  atalarımızın yaşamış oldukları başarısız deneyimlerin FARKINDALIĞINA sahibiz dolayısıyla aynı deneyimleri yaşamamız gerekmeyecek. Maalesef geçmişte atalarımızın bilinç düzeyi fiziksel teknolojileri ile senkronize olamadı. Tüm kontrollerini ellerinden kaçırdılar ve bilinçsiz gelişmenin kurbanı oldular. Fakat bizler artık bilinç yapımızı teknolojik gelişmemizin daha ilerisinde tutmayı öğrendik. En azından belli bir azınlık düzeyinde de olsa BİLİNÇ GENİŞLEMESİ AÇISINDAN kritik oranı tutturmayı başarmak üzereyiz.

PEKİ BU YENİ DÜNYA DÜZENİ İNSANLIK AÇISINDAN NASIL BİR ADAPTASYON DEVRESİ GEREKTİRECEK?