12 Aralık 2017 Salı

Şimdi Hayalini Çok Daha Çabuk Çok Daha Kesin Gerçekleştireceksin!!!

Yaşadığımız dünya gerçekliğinde, teknoloji öyle bir ivme kazandı ki an be an yeni yeni gelişmelerle karşılaşıyoruz.
Aslında teknolojik gelişme insanoğlunun bilinç genişliğinin dışa yansımasıdır.

Bunu şöyle biraz açayım!

Asıl varlığımızın bulunduğu görünmez düzeyde, bilinçaltı dediğimiz o kapıdan uyuma geçtiğimiz frekans aralığında gözlemlediğimiz enerjinin kütle kazanmış hali bizim fiziksel dünyamızdır.

Teknoloji dediğimiz de, o görünmez düzeyde kazanmış olduğumuz gelişimin dışa vurumudur.



Dolayısıyla, teknoloji an be an nasıl gelişim sağlıyorsa, bizim bilincimizde aynı hızda gelişim sağlıyor.
Tabii ki biz bunu yukarıda yazdığım sıralama da algılıyoruz.
Halbuki bu sıra tam tersi.
Yani bilincimizin gelişimi teknolojik gelişimi sağlıyor.
Hal böyle olunca, hayalimizi gerçekleştirme yasaları da bu gelişime uymak zorunda kalıyor.
İşte bu yüzden, her geçen gün çekim yasası olarak tanıştığımız bu kurallar ya değişiyor ya da bunlara  farklı yeni bir detay daha ekleniyor.
Böylelikle uyguladığımız tüm bu yasalara rağmen hala neden kimilerimizin hayallerini gerçekleştiremediğini daha net görebiliyoruz.
Çünkü enerji titreşimi değiştikçe karşımıza uyumlanma sorunu da çıkıyor.
Buna bağlı olarak da hayaller suya düşüyor.
Öyleyse, bu yasalarda yeni değişen maddeler nelerdir?
Yine her zaman olduğu gibi hayalimizin olmuş olduğunu görsel olarak imgelemek şartlardan biri.
Ancak siz tam olarak görsel bir kişi değilseniz, bu kural sizin için geçerli değil.
Önce kendinizi iyice tanımalısınız.
Hayalinizi kurarken ilk olarak ne algılıyorsunuz?
Görsel olarak bir resim mi, işitsel olarak bir konuşma mı, yoksa hissel olarak bir duygusal durum mu algılıyorsunuz?
Bu niteliği iyice kavrayın.
Eğer işitsel bir algılama gücünüz varsa görsel olarak hayalinizi imgelemeniz size bir fayda sağlamayacaktır.
Bu hissel bir algılama gücü olan kişi için de geçerli.  
Öyleyse imgeleme yaparken tüm bu duyuları aktive etmek ve işlemi garantiye almak zorundayız.
Diyelim ki hayalimize tam anlamıyla odaklandık.
Tüm duyularımızla o hayalin olmuş olduğunu algıladık.
İş bununla bitmiyor.
O işlenmiş enerji tamamen algı alanınızda sizinle kaldı.
Peki onun gerçeğe dönüşmesi için önce görünmez düzeye tekrar geri göndermeniz ve oradan bilinçaltı yolunuzla gözlemleyip (saf inanç) fiziksel dünyanızda kütleye dönüşmesini görmeniz gerekir.
Bu da uyumlandığınız enerjiyi tam anlamıyla serbest bırakmanız ve sonuca bağlı kalmamanız gerekir.
Sonuca bağlı kalmakla o enerjinin kütleye dönüşmesini engellemiş olursunuz.
Diğer bir ifadeyle, tüm duyularınızla algıladığınız hayalinizin olmuş haline belli bir süre odaklandıktan sonra serbest bırakmanız olmazsa olmazlardandır.
Sonuca bağlı kalarak, hadi olsun hadi olsun demek onu çekmek yerine iter.
Çünkü paradoks yaratmış olursunuz.
Hem sonuca inan hemde onun yokluğunu ima et.
Sonuç tabii ki hüsran.
Sonuç olarak, tüm bu işlemi özetlemek gerekirse önce tüm duyularını kullan.
Sonra o algı alanını serbest bırak ki enerji oluşma safhasına geçsin.
Sonra o enerjinin kütleye dönüşmesinin beklentisine girmeden zaten ona sahibim mesajı ile oluşumun tekrar sende oluşmasına izin ver.
Bu tam bir döngüyü tamamlamadan hayallerine kavuşmayı bekleme!!!

YouTube Kanalım





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder