Hep alın yazımız deyip hayatımıza bir yön veremedik.
Sürekli geleceğe sınırlar çektik.
Ne zaman kendimizi ıstırap içinde bulsak onu içinden çıkılmaz bir labirent yaptık.
Istırap, acı ve kederle beslenir bir duruma düştük.
Ancak yüzyıllardır kimileri bazı gerçekleri bildiği halde tüm insanlıktan kendi çıkarları uğruna bu gizli gerçekleri sakladılar.
Kendi mutlulukları, kendi hayatlarında bolluk için bu bilgileri ya bilinçli olarak gizlediler ya da bunun sadece kendi yetenekleri olduğunu sandıkları için konuşmaktan çekindiler.
Halbuki asıl gerçek, bu özgür seçimin herkeste varolduğu gerçeği çok yakın zamanlarda ortaya çıkmaya başladı.
İşte insanlığın kendi gücüne uyanışı böyle başladı.
Çünkü yüzyıllardır sınırlı düşüncenin oluşturduğu düşünce sarkacı artık zayıflamaya başladı.
Yeni insan yeni farkındalığıyla yepyeni bir düşünce sarkacı oluşturuyor.
Bu yeni bir düşüncenin birbirini besleyerek oluşturduğu kolektif bilinç ağı.
Artık herkes zamanı geldikçe bu düşünce ağıyla rezonansa giriyor ve yeni sınırsızlıkla beraber zamansızlık algısına uyanıyor.
Zihin ve bilinç dışı zihin dediğimiz yeni birliktelik bize yeni bir gelecek oluşturuyor.
Artık zihin dışı dediğimiz bu yeni gerçekliğimizin farkına varmaya başladık.
Fiziksel realitemizi nasıl algılıyorsak enerji beden realitemizde o kadar gerçek.
Sadece ikisi arasında klasik ve kuantum fizik kuralları olarak bir ayrım söz konusu.
Fiziki realitede ilerleme kaydetmek için nasıl çabalıyorsak enerji beden realitemizde de aynı inanç ve sabırla çabalamalıyız.
En büyük yanlış, bilinçaltı çalışmalarında yapılan çalışmalardan sonra herşeyin bir anda değişip artık öyle kalacağıdır.
O bir süreçtir, başlatılır ve artık o süreçte inançla çalışmaya devam etmek gerekir.
Bir işte usta olmak için nasıl çaba gerekiyorsa bilinçaltımızı kontrol etmeye başladığımızda da aynı çaba şart.
Bu çalışmalar hokus pokus değildir.
Kimileri bunu sihirbazlık olarak algılasa da bu tamamen farklı bir algı alanı ve gerçektir.
Sadece fiziki realitede karşılaşılan sorunların çözüm alanıdır.
Tüm zamanlardan beri bilinçaltımızda oluşan düşünce ve inanç yapımızı değiştirmek tabii ki hemen olacak şey değil.
İlk önce negatif düşünce alışkanlığımızın farkına varıp tamamen tam tersi düşünme alışkanlığı elde etmemiz gerekir.
Ne düşünüyorsak kelimelerle onu güçlendirip hayatımıza çekiyoruz.
Artık negatif düşünce geldiğinde hemen ardından eğer tam tersi hayatıma şu kazanım gelseydi gibi bir düşünce döngüsü oluşturmalıyız.
Çünkü bilinçaltı negatif düşüncelerin bize hizmet ettiğini sandığı için hayatımız allak bullak.
Tam tersini düşüncelerimize aktardığımızda ise bilinçaltı artık eski düşünce kalıplarının serbest kalma zamanının geldiği kanısına vararak sürekli pozitif düşüncelerimizin arkasından gitmeye ve ona yönelik olay ve kişileri karşımıza çıkarmaya çalışır.
İşte en büyük gerçek bu!
Artık tüm hayatımızın kontrolünü ele geçirme zamanı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder