22 Nisan 2024 Pazartesi

YENİ FREKANSLARI NASIL ALGILARSIN?

Bu titreşimsel frekans değişimini şu an itibariyle fiziki bedenlerinizde oluşabilecek bazı rahatsızlıklar ve

 huzursuzluklarla hissedebilirsiniz. 

Bu değişim farkındalığı bilinç düzeyinin genişliğine bağlı olarak artabilir. 

Mesela, her zaman aynı yere koyduğunuz bir eşyanızın kimsenin dokunmadığını bildiğiniz halde bir anda

 kaybolduğunu farkedebilir ya da bunun tam tersi hiç farketmediğiniz bazı eşyalarınızın tam da gözünüzün önünde

 olduğunu şaşkınlıkla görebilirsiniz. 

Sokakta dolaşırken yıllardır görmediğiniz insanlar daha sık karşınıza çıkmaya başlayabilir. 

Bu olanlar yeni frekanstaki oluşumlardır. 

Şaşırmayın ve yeniliklere hazır olun yeter. 

Artık tüm zamanlar şimdi ve burada tam da olduğunuz yerde birleşiyor.

Bu yeni frekansta zevkleriniz de değişim gösterebilir. 

Eski farkındalıklarınıza takılıp kalmayın ve yeniyi kucaklayın. 

Yıllardır çözüm bulamadığınız sorunlara bir anda hiç düşünemediğiniz çözümler silsilesi belirmeye başlarsa hepsini

 memnuniyetle karşılayın ve şükredin. 

Bundan böyle yeni frekansa uyum süreci devam edecektir.

16 Nisan 2024 Salı

BU TÜM ZAMANLARIN SIRRI ARTIK SANA SIR DEĞİL!!!

İncecik bir çizgi düşünün!


Uzaktan bakıldığında sadece düz ince bir çizgi olarak gözükse de o küçüklükte ki bir varlık için sağa sola gidilebilen bir uzaklığı vardır.


Bunun gibi 11 adet çizgi imgeleyin ve her bir çizgi kendi içinde bir çok dallara ayrılıyor. 

Hepsi kendi algı alanı içinde birbirine bağlı ve dolayısıyla kendi aralarında bilgi alışverişi var. 

Her bir çizgi üzerinde tüm yaşamların bir bir, an ve an damgası bulunuyor ve her anı orada ve taptaze duruyor.

Peki unutulmuş olan 12. iplik  nerede?


O tüm yaradılışın, tüm varoluşun planlandığı İplik!


İşte yaşadığımız bu zamanlar bu ipliğin algılanmaya başladığı zamanlardır...

 Biraz önce size canlıların en önemli sırlarından biri olan DNA yani Deoksiribonükleik Asit yapısından bahsettim.


 Albert Einstein' ın BİRLEŞİK  ALAN kuramı ve yaşayan ünlü fizikçi ve fütürist Michio Kaku'nun SİCİM KURAMI aynı oluşumu işaret etmiyor mu?


Tüm yaşam ve anılarınız, geçmiş, şu an olmakta olan ve gelecek yaşamlarınız sizin DNA' larınızda damgalanmıştır.


Siz sonsuz sayıda ki olasılık dahilinde bulunan potansiyel deneyimlerinizi yaşar ve ölürsünüz. 

Her defasında hatalara karşı farkındalık kazanır ve yolunuza devam edersiniz. 

Bu dairesel bir döngü içinde olur ve siz hep o dairenin içinde dolaşıp durursunuz. 

O döngü farkındalığınıza yerleştiği an, diğerine geçer ve bu sonsuza dek sürüp gider.


Siz niyet ve hislerinizin yoluyla bu damgalanmış olan bilgilere gidip kendi gerçek deneyimlerinize taşırsınız.


Peki hadi öyle varsayalım, ben orta çağda yaşadıysam ve onu deneyimlemek istersem bir an da kendimi orada mı bulacağım?


Tabi ki HAYIR!


PEKİ ŞİMDİ YAŞADIĞIN HAYATIN BİR AN DA OLDUĞUNU UNUTTUN MU?


Her senaryo o kadar mükemmel planlanmıştır ki!


Sen sadece bulunduğun an'ın geçmiş hatırasına sahipmiş halini yaşıyorsun.

14 Nisan 2024 Pazar

SORUNLAR SENİN ESERİN

Bu eşzamanlılık her zaman benim zihnimde bir ikilem yaratmıştır. 

Yahu tüm sorunlar beni mi buluyor? diye düşündüğünüzü bir hatırlayın. 

Kim bilir bu soruyu kaç kez kendinize mırıldanmışınızdır. 

Sanki sorun ve siz evrenin planı dahilinde bir noktada buluşursunuz. 

Fakat inanın işler böyle işlemiyor. 

Şimdi sizin hiç hoşlanmayacağınız bir itirafta bulunacağım. 

TÜM SORUNLAR BİZİM KENDİ ESERİMİZ. 

EVET KENDİ SORUNLARIMIZI BİZ YARATIYORUZ.

 ''Kardeşim iyi hoş da ben sadist miyim kendime işkence çektiriyorum'' diyecek olabilirsiniz. 

Tabii ki kimse bunu bilinçli olarak yapmaz. 

Fakat hepimizin alt bilincinde kalıplaşmış bazı düşünce ve duygu birikimleri var. 

Bu birikimler bizim hiç de farkında olmadığımız anlarda karşımıza eşzamanlı sorunlar çıkarır. 

Bu sorunlar bizim aşmamız gereken sorunlardır.
 
Çünkü onların farkında olmamız için önce deneyimle memiz gerekir. 

Bu durumda eğerçözüme ulaştığımızda bile hala aynı sorunları tekrar tekrar yaşıyorsak buradakendini ve geçmişte deneyimlenmiş olan bir olayın affedilmemesi durumu vardır.

Dolayısıyla bu olayı veya kişileri kabullenip alt bilincimizden serbest bırakmadıkça bunlar
tekrarlanan hatıralar olarak karşımıza çıkacak. 

Birde olayın diğer bir boyutu var. 

O da yarattığımız sorunları düşünce biçimimizi değiştirmedikçe çözemeyiz. 

Einstein'ın çok beğendiğim bir sözünü burada sizlerle paylaşarak yazımın bu bölümünü sonlandırmak istiyorum. 

“Karşı karşıya kaldığınız problemleri mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz, zira onlar mevcut düşünce yapınızın ürünleridir.’ ALBERT EINSTEIN